Yıllardır neden bizim de bir MTV’miz yok diye hayıflanır dururduk. Star, Tele On frekansı üzerinden bir süreliğine MTV’yi yayınladığında milletçe ne kadar sevindiğimizi dün gibi hatırlıyorum! Ne zamanki özel kanallar ardı ardına arz-ı endam etti ve başta Kral Tv olmak üzere yerli-yabancı bir sürü müzik kanalımız oldu, MTV saplantımız biraz olsun dinmiş gibiydi. Gerçi artık kablolu tv ve Digiturk’te de MTV Europe’u izleyebiliyorduk ama neden bizim de Avrupa’daki birçok ülkede olduğu gibi MTV Türkiye’miz yok diyorduk. Geçtiğimiz aylarda kanal yöneticilerinin İstanbul’daki basın toplantısıyla da öğrendiğimiz gibi Eylül’le birlikte bu hasret de son buluyor. Gerçi kendi kliplerimizi izlemek için yerli müzik kanallarımız yerine neden yabancı bir müzik kanalını seçeyim ki diyenleriniz olabilir ama MTV sonuçta, elimiz ister istemez kumandada bu kanalı tuşlayacaktır:) MTV Türkiye, tabii ki tümüyle yabancı klipleri göstermeyecek ve yerli müzik kliplerine de önem verecekmiş.
Doritos sponsorluğunda bir yarışma başlatan MTV Türkiye, Eylül’den itibaren başlayacak yayınları için 2 VJ arıyor. Yalnızca internet üzerinden alınan başvurulara özgeçmiş ve fotoğraflar kabul edilecek ve finalistler site ziyaretçilerinin oyuna sunulacak. Katılmak için adres: http://www.tytz.com/
Dünya starlarıyla buluşmaya devam…
İspanya’yı, 1990'daki Eurovision Şarkı Yarışması’nda ‘Bandido’ isimli şarkıyla temsil eden ikiliyi hatırlarsınız. Azucar Moreno'dan bahsediyorum. Oldukça hit olan ve tüm Avrupa gibi ülkemizde de sevilen (ve hatta Aşkın Nur Yengi’nin de Türkçe coverladığı) Bandido’yla yarışmayı kazanamamışlardı ama yıllar içinde de epeyce ün yaptılar. İşte dünya starlarını fazlaca görmeye alıştığımız bu yaz, bu süper ikiliyi de 5 Ağustos akşamı Park Orman’da izleme şansına sahip olabileceğiz.
Musicon Bodrum Rock Fest başlıyor…
Son yıllarda yaz aylarını eğlenceli kılan Rock festivallerine bir yenisi ekleniyor. Bu yıl ilki düzenlenecek olan Musicon Rock Fest, Termera Resort Hotel Aspat Beach Club’ta 3 günlük alternatif çadır tatili imkanı sunarken bir yandan da Türk Rock severleri buluşturuyor. Redd, Pamela, Kargo, Nev, Replikas, Yakup ve Duman gibi isim ve gruplar da organizasyonda yeralanlardan sadece bazıları. Festival ile daha geniş bilgiyi www.musiconbodrum.com adresinden edinebilirsiniz.
Olcay Tanberken
Olcay Tanberken'in 2006-2010 yılları arasında Turk.Net'te yayınlanan köşe yazıları
29 Temmuz 2006 Cumartesi
27 Temmuz 2006 Perşembe
Nil Karaibrahimgil: 'Tektaşımı kendim aldım'
“Özgür kız”ımızın yeni albümünün adı günlük konuşma dilimizde de kısa zamanda slogan şeklinde dolaşan “Tek Taşımı Kendim Aldım”. İşin sırrı da bu galiba, herkesin diline yerleşecek bir kalıp bulursanız işiniz her zaman daha kolay oluyor! Radyolar, dışarıdaki alemde çok çalınıp sevilen ‘Pırlanta’ şarkısından çok listelerinde ‘Peri’ye yer veriyorlar. Peki albüm bu iki şarkıdan mı ibaret?
‘Bu mudur’, yine slogan olma yolunda yazılmış gibi gözükse de, bu kez bestesiyle sözlerinden bir adım daha öne çıkabiliyor. Keza ‘Bambaşka’ da öyle, Nil’in şarkı söyleme tarzına oldukça yakışmış. ‘Pırlanta’ ve Ayben düetli ‘Peri’ dışında geçtiğimiz sezon sinema salonlarını dolduran (ancak bence iyi görüntüler dışında içi boş bir senaryodan başka bir şey içermeyen) ‘Organize İşler’ filmini sevdiren şarkı da, bu albümün öne çıkmayı hakedenleri…
‘Neyin var bugün’, ‘Sarhoş’, ‘Siz’ ve ‘Parçalı Bulutlu’ gibi şarkılar konusunda ise pek emin olamadım, neden bu enerjik olduğu söylenen albümdeler ve ne anlatmak istiyorlar? Yalnız bunların içinde bir şarkının ise hakkını yememek lazım: ‘Kamikaze’, dinlerken de eşlik ederken de çok eğlendiğim bir parça.
Prodüktör yine Ozan Çolakoğlu, elbette bu albümde de düzenlemeleriyle şarkıları uçurmuş. Her zamanki gibi kartonet tasarımı da Nil’in reklamcı kimliğine yakışan nitelikte. Ama açıkçası Nil'in vokali hakkındaki fikrim bu albümde de değişmiyor.
Demir Demirkan’dan yeni single
Demir Demirkan, bir hayli sert olan ‘İstanbul 2004’ albümünden (ve elbette unutulmaz ‘Gelibolu’ soundtrack albümünden) itibaren sessiz sedasız ilerlemeye devam ediyor. ‘Zaferlerim’e yaptığı yeni versiyonun ardından ‘Hayat Nedir’ single’ını yayınlamıştı, şimdi ise son single’ı ‘Rüzgar’ ile konuşuluyor. Tabii bunları müzikmarketlerde bulmak henüz mümkün değil, çünkü yalnızca hitindir.com sitesinden satın alınabiliyor. ‘Hayat Nedir’i beğenmiştim ama ‘Rüzgar’la biraz daha öteye götürüyor Demir. Hem kendini, hem de dinleyenleri…
Olcay Tanberken
‘Bu mudur’, yine slogan olma yolunda yazılmış gibi gözükse de, bu kez bestesiyle sözlerinden bir adım daha öne çıkabiliyor. Keza ‘Bambaşka’ da öyle, Nil’in şarkı söyleme tarzına oldukça yakışmış. ‘Pırlanta’ ve Ayben düetli ‘Peri’ dışında geçtiğimiz sezon sinema salonlarını dolduran (ancak bence iyi görüntüler dışında içi boş bir senaryodan başka bir şey içermeyen) ‘Organize İşler’ filmini sevdiren şarkı da, bu albümün öne çıkmayı hakedenleri…
‘Neyin var bugün’, ‘Sarhoş’, ‘Siz’ ve ‘Parçalı Bulutlu’ gibi şarkılar konusunda ise pek emin olamadım, neden bu enerjik olduğu söylenen albümdeler ve ne anlatmak istiyorlar? Yalnız bunların içinde bir şarkının ise hakkını yememek lazım: ‘Kamikaze’, dinlerken de eşlik ederken de çok eğlendiğim bir parça.
Prodüktör yine Ozan Çolakoğlu, elbette bu albümde de düzenlemeleriyle şarkıları uçurmuş. Her zamanki gibi kartonet tasarımı da Nil’in reklamcı kimliğine yakışan nitelikte. Ama açıkçası Nil'in vokali hakkındaki fikrim bu albümde de değişmiyor.
Demir Demirkan’dan yeni single
Demir Demirkan, bir hayli sert olan ‘İstanbul 2004’ albümünden (ve elbette unutulmaz ‘Gelibolu’ soundtrack albümünden) itibaren sessiz sedasız ilerlemeye devam ediyor. ‘Zaferlerim’e yaptığı yeni versiyonun ardından ‘Hayat Nedir’ single’ını yayınlamıştı, şimdi ise son single’ı ‘Rüzgar’ ile konuşuluyor. Tabii bunları müzikmarketlerde bulmak henüz mümkün değil, çünkü yalnızca hitindir.com sitesinden satın alınabiliyor. ‘Hayat Nedir’i beğenmiştim ama ‘Rüzgar’la biraz daha öteye götürüyor Demir. Hem kendini, hem de dinleyenleri…
Olcay Tanberken
Etiketler:
demir demirkan,
nil karaibrahimgil
22 Temmuz 2006 Cumartesi
Fuat Saka: 'Bir sürgünün not defteri'
Uzun yıllardır Karadeniz müziğini kendine özgü tarzıyla bütünleştirip, bu müziğin yalnızca İsmail Türüt, Davut Güloğlu ve benzerlerinden ibaret olmadığını adeta kanıtlayan ve kendi başına bir marka olan Fuat Saka, son albümü ‘Bir sürgünün not defteri’nde yine başarılı şarkılara imza atmış.
Albüm, Eurovision birincimiz Sertab ve Demir’in ‘Everyway that I can’ bestesinin esinlenildiği söylenen ‘Dazlak’ adlı şarkıyla açılıyor. Birebir bir benzeşme olduğu söylenemese de, her iki şarkı da o bildiğimiz anonim altyapı üzerine inşa edildiği için bu tür haberlerin çıkması çok normal, Fuat Saka da bu şarkıyı bu albümle yıllar sonra yeniden gün yüzüne çıkarmış. ‘Romanlara Saygı’, ‘Orient Express’ ve ‘Arabesk Raci’ ile yarattığı oynak havalar, ‘Karacaoğlan’, ‘Beyaz Ölüm’ ve ‘Sen’ ile başka duygulara dönüp sizi çok farklı alemlere götürebiliyor. ‘Sürgün’le (ve tabii albüm adıyla da) Türkiye’den ayrı kaldığı kendi yıllarına mı atıfta bulunmuş bilinmez, ama gerek enstrümental olarak gerekse sözleriyle Fuat Saka’nın gözünden kendi aynamıza tuttuğumuz bir tür özeleştiri bu albüm. Üstelik dinleyiciyi Karadeniz’den çıkarıp tümüyle evrensel bir noktaya taşıyabiliyor.
Onno Tunç Tribute
Ali Kocatepe gibi yaşayan değerlerimizin dışında, sırada pop müziğimizin seyrinde önemli bir katkısı olan yitirdiğimiz değerlere de tribute albüm projeleri var. Bunlardan biri de Onno Tunç şarkılarından oluşacak çok kapsamlı bir proje. Son konserinde Sertab bu projede “Sen Ağlama” ile yeralacağını belirtirken, projede yeralacak diğer isimler ise şimdilik merak konusu. Tabii Türkiye’nin en sevilen ses ve gruplarının bu çok özel proje için biraraya geleceği konusunda kâhin olmaya gerek yok!
Korsana Hayır!
Sanatçılar ve plak şirketleri mp3 siteleriyle haklı bir mücadele verirken, bu mücadelenin yanında olan siteler de yok değil. www.korsanahayir.org sitesi korsanla mücadele dışında müzik, kitap, sinema ve dvd tanıtım ve haberleriyle de dikkat çekiyor.
Olcay Tanberken
Albüm, Eurovision birincimiz Sertab ve Demir’in ‘Everyway that I can’ bestesinin esinlenildiği söylenen ‘Dazlak’ adlı şarkıyla açılıyor. Birebir bir benzeşme olduğu söylenemese de, her iki şarkı da o bildiğimiz anonim altyapı üzerine inşa edildiği için bu tür haberlerin çıkması çok normal, Fuat Saka da bu şarkıyı bu albümle yıllar sonra yeniden gün yüzüne çıkarmış. ‘Romanlara Saygı’, ‘Orient Express’ ve ‘Arabesk Raci’ ile yarattığı oynak havalar, ‘Karacaoğlan’, ‘Beyaz Ölüm’ ve ‘Sen’ ile başka duygulara dönüp sizi çok farklı alemlere götürebiliyor. ‘Sürgün’le (ve tabii albüm adıyla da) Türkiye’den ayrı kaldığı kendi yıllarına mı atıfta bulunmuş bilinmez, ama gerek enstrümental olarak gerekse sözleriyle Fuat Saka’nın gözünden kendi aynamıza tuttuğumuz bir tür özeleştiri bu albüm. Üstelik dinleyiciyi Karadeniz’den çıkarıp tümüyle evrensel bir noktaya taşıyabiliyor.
Onno Tunç Tribute
Ali Kocatepe gibi yaşayan değerlerimizin dışında, sırada pop müziğimizin seyrinde önemli bir katkısı olan yitirdiğimiz değerlere de tribute albüm projeleri var. Bunlardan biri de Onno Tunç şarkılarından oluşacak çok kapsamlı bir proje. Son konserinde Sertab bu projede “Sen Ağlama” ile yeralacağını belirtirken, projede yeralacak diğer isimler ise şimdilik merak konusu. Tabii Türkiye’nin en sevilen ses ve gruplarının bu çok özel proje için biraraya geleceği konusunda kâhin olmaya gerek yok!
Korsana Hayır!
Sanatçılar ve plak şirketleri mp3 siteleriyle haklı bir mücadele verirken, bu mücadelenin yanında olan siteler de yok değil. www.korsanahayir.org sitesi korsanla mücadele dışında müzik, kitap, sinema ve dvd tanıtım ve haberleriyle de dikkat çekiyor.
Olcay Tanberken
19 Temmuz 2006 Çarşamba
Her daim Süperstar
15 Temmuz Cumartesi gecesinin İstanbullu müzikseverler için başka bir anlamı vardı, çünkü Ajda Pekkan, Harbiye Açıkhava’dan sonra İstanbul’daki 2.konserini Kuruçeşme Arena’da verdi. Konser öncesinde bu koltuklar dolacak mı diye endişelenmeye fırsat bile kalmadan Süperstar’ı izlemeye gelenlerin mekanı tıka basa doldurduğunu gördüm. Bir gelin gibi beyazlar içinde sahneye gelen ve 2 saat boyunca tek bir ara bile vermeden sahnede kalan Ajda Pekkan, kelimenin tam anlamıyla müthiş bir performans sergiledi.
Yeni albümü Cool Kadın’la listelere fırtına gibi girmesiyle son günlerin en çok konuşulan isimlerinden biri olan Süperstar, albümdeki tüm şarkılarının yanısıra, geniş repertuarından epeyce sayıda şarkıyı potbori olarak birleştirdi ve seyircileri coşturmayı başardı. Orkestra konusunda ufak endişe ve eleştirilerim olsa da, Ajda her yönüyle bu açığı büyük ölçüde kapattı. Bir ara oryantal ve taverna moduna da dönen konser, Ajda’nın bis yaptığı Amazon’la son bulduğunda tüm seyirciler çoktan oturdukları sandalyeleri terketmiş ve sahnenin önünde Ajda’ya tezahürat yapıyordu. Süperstar’ın keyfinin yerinde olduğu gözlerindeki mutluluktan anlaşılıyordu. Ne diyelim, bu yaşta bu olağanüstü performansla, bugün ortada sanatçıyım diye gezen diğer takımı yüz kere cebinden çıkaran bu divayı tanrı başımızdan eksik etmesin…
"Battle of the Bands"
Bugün mail kutuma gelen bir mesaj, “Battle of the Bands 2006” adlı yarışmadan bahsediyor. Amatör müzik gruplarına müzik piyasasının kapılarını aralayan yarışma, bu sene Radyo Boğaziçi’nin geleneksel “13. Sınırsız Müzik Günleri” kapsamında 8. defa düzenleniyormuş. Tüm Türkiye’den basvuran amatör müzik gruplarının katılımlarıyla gerçekleşen yarışma meğer, bu geçen 8 yılda aralarında Dorian, Anima, Zardanadam, Gripin, Yeni Harman gibi günümüzde beğeniyle dinlenen ve sevilen, kendi dinleyici kitlesine ulaşmış pek çok ismi de müzik dünyamıza kazandırmış. Yarışmanın bu yılki katılımı ile ilgili ayrıntılı bilgi için ise Radyo Boğaziçi’nin web sitesi ziyaret edilebilir.
Olcay Tanberken
Yeni albümü Cool Kadın’la listelere fırtına gibi girmesiyle son günlerin en çok konuşulan isimlerinden biri olan Süperstar, albümdeki tüm şarkılarının yanısıra, geniş repertuarından epeyce sayıda şarkıyı potbori olarak birleştirdi ve seyircileri coşturmayı başardı. Orkestra konusunda ufak endişe ve eleştirilerim olsa da, Ajda her yönüyle bu açığı büyük ölçüde kapattı. Bir ara oryantal ve taverna moduna da dönen konser, Ajda’nın bis yaptığı Amazon’la son bulduğunda tüm seyirciler çoktan oturdukları sandalyeleri terketmiş ve sahnenin önünde Ajda’ya tezahürat yapıyordu. Süperstar’ın keyfinin yerinde olduğu gözlerindeki mutluluktan anlaşılıyordu. Ne diyelim, bu yaşta bu olağanüstü performansla, bugün ortada sanatçıyım diye gezen diğer takımı yüz kere cebinden çıkaran bu divayı tanrı başımızdan eksik etmesin…
"Battle of the Bands"
Bugün mail kutuma gelen bir mesaj, “Battle of the Bands 2006” adlı yarışmadan bahsediyor. Amatör müzik gruplarına müzik piyasasının kapılarını aralayan yarışma, bu sene Radyo Boğaziçi’nin geleneksel “13. Sınırsız Müzik Günleri” kapsamında 8. defa düzenleniyormuş. Tüm Türkiye’den basvuran amatör müzik gruplarının katılımlarıyla gerçekleşen yarışma meğer, bu geçen 8 yılda aralarında Dorian, Anima, Zardanadam, Gripin, Yeni Harman gibi günümüzde beğeniyle dinlenen ve sevilen, kendi dinleyici kitlesine ulaşmış pek çok ismi de müzik dünyamıza kazandırmış. Yarışmanın bu yılki katılımı ile ilgili ayrıntılı bilgi için ise Radyo Boğaziçi’nin web sitesi ziyaret edilebilir.
Olcay Tanberken
14 Temmuz 2006 Cuma
Cansu Koç: 'Yalnızlık Mevsimi'
9 Renk/Yalnızlık Mevsimi, Cansu Koç’un 4.albümü. Bugün piyasamızda cirit atan birçoklarının aksine iddiasız, durağan ama bir o kadar güçlü bir ses, güçlü bir yorum onunkisi. Bu albümle de bunu bir kez daha gösteriyor.
Müzik dünyamızda hep özel bulduğum ses rengi ve yorum gücüyle takdir ettiğim biridir Cansu Koç. Onu ilk kez “45’lik” albümüyle keşfetmiştim. Tam da tarzını özetleyen ‘Sen Aslı’dan da Güzelsin’, ‘Çayır Çimen’, ‘Aşkımız Bitecek’ gibi şarkıları yeniden yorumlamış, ‘Katip Arzuhalim’ ve hatta ‘Sessiz Gemi’yle beni kendine hayran bırakmıştı. İlk albümü ‘Anadolu Yakası’ yayınlandığında ise yıl 1998’di, gerek bu albümde gerekse 2001 yılındaki ‘İsimsiz’ albümünde “söz-müzik:anonim” ağırlıklı anadolu türkülerini rock motifleriyle süsleyerek yorumladı. Aynı zamanda Ahmet Koç’un da kardeşi olan sanatçı, 4 yıl gibi uzun bir aradan sonra geçtiğimiz haftalarda Seyhan Müzik etiketiyle yayınlanan 4. albümü “Yalnızlık Mevsimi” ile yine kulaklarımızda.
Albüme adını veren “Yalnızlık Mevsimi”, folk-rock kategorisinde Cansu Koç’un sesine yakışmış ve kolay sevilebilecek türde bir şarkı. Fikret Kızılok’un “A leyli leyli”si ve “Feslikan”ı bu tarzın sevenlerine bırakarak gelelim albümde en beğendiklerime: “Gözlerimde Yağmur” gerek müzikalite açısından gerekse düzenlemeyle albümün merkezinde duran ve onu şahlandıran şarkı olarak hemen göze çarpıyor. Bu Yunanca beste, üzerine yazılan Hakkı Yalçın-Cansu Koç sözleriyle de oldukça güzel uyum sağlamış. “Taş Çiçeğim”in sözlerinde Sevingül Bahadır’a rastlarken, 2004 yılında ülkemizde gerçekleşen Eurovision Şarkı Yarışması’nda 2.olan ve ülkemizden de yüksek oy alan Sırbistan-Karadağ’ın ünlü şarkısı “Lane Moje”nin, Aşık Veysel’in “Aşk Olmasa” sözleriyle bu albümde yeraldığını görüyoruz (Bu güzelim şarkı yeni ve çarpıcı sözlerle albümün en büyük hiti olabilecekken nedense şimdi kaderine terkedilmiş gibi bir his var içimizde). Albümün kapanışı ise Zülfü Livaneli’nin “Gözlerin”i ile yapılıyor.
Belki kalitenin yerlerde süründüğü müzik raflarında kendine çok yer bulamayabilecek ya da satış listelerini altüst etmeyecek bu albüm ama listeler kimin umrunda? Cansu Koç, kendine özgü yorumuyla bir kez daha iyi bir albüme imza atmış. Bize de onu tebrik etmek düşer.
Olcay Tanberken
Müzik dünyamızda hep özel bulduğum ses rengi ve yorum gücüyle takdir ettiğim biridir Cansu Koç. Onu ilk kez “45’lik” albümüyle keşfetmiştim. Tam da tarzını özetleyen ‘Sen Aslı’dan da Güzelsin’, ‘Çayır Çimen’, ‘Aşkımız Bitecek’ gibi şarkıları yeniden yorumlamış, ‘Katip Arzuhalim’ ve hatta ‘Sessiz Gemi’yle beni kendine hayran bırakmıştı. İlk albümü ‘Anadolu Yakası’ yayınlandığında ise yıl 1998’di, gerek bu albümde gerekse 2001 yılındaki ‘İsimsiz’ albümünde “söz-müzik:anonim” ağırlıklı anadolu türkülerini rock motifleriyle süsleyerek yorumladı. Aynı zamanda Ahmet Koç’un da kardeşi olan sanatçı, 4 yıl gibi uzun bir aradan sonra geçtiğimiz haftalarda Seyhan Müzik etiketiyle yayınlanan 4. albümü “Yalnızlık Mevsimi” ile yine kulaklarımızda.
Albüme adını veren “Yalnızlık Mevsimi”, folk-rock kategorisinde Cansu Koç’un sesine yakışmış ve kolay sevilebilecek türde bir şarkı. Fikret Kızılok’un “A leyli leyli”si ve “Feslikan”ı bu tarzın sevenlerine bırakarak gelelim albümde en beğendiklerime: “Gözlerimde Yağmur” gerek müzikalite açısından gerekse düzenlemeyle albümün merkezinde duran ve onu şahlandıran şarkı olarak hemen göze çarpıyor. Bu Yunanca beste, üzerine yazılan Hakkı Yalçın-Cansu Koç sözleriyle de oldukça güzel uyum sağlamış. “Taş Çiçeğim”in sözlerinde Sevingül Bahadır’a rastlarken, 2004 yılında ülkemizde gerçekleşen Eurovision Şarkı Yarışması’nda 2.olan ve ülkemizden de yüksek oy alan Sırbistan-Karadağ’ın ünlü şarkısı “Lane Moje”nin, Aşık Veysel’in “Aşk Olmasa” sözleriyle bu albümde yeraldığını görüyoruz (Bu güzelim şarkı yeni ve çarpıcı sözlerle albümün en büyük hiti olabilecekken nedense şimdi kaderine terkedilmiş gibi bir his var içimizde). Albümün kapanışı ise Zülfü Livaneli’nin “Gözlerin”i ile yapılıyor.
Belki kalitenin yerlerde süründüğü müzik raflarında kendine çok yer bulamayabilecek ya da satış listelerini altüst etmeyecek bu albüm ama listeler kimin umrunda? Cansu Koç, kendine özgü yorumuyla bir kez daha iyi bir albüme imza atmış. Bize de onu tebrik etmek düşer.
Olcay Tanberken
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)