Olcay Tanberken'in 2006-2010 yılları arasında Turk.Net'te yayınlanan köşe yazıları
26 Aralık 2006 Salı
Erol Evgin: Tüm bir yaşam
Odeon firması da ardarda yayınladığı sürprizlerle sevindiriyor. Türk müziği ve batı müziği şarkılarından oluşan 400’ü aşkın plağı olan, sayısız altın ve platin plak ödülü kazanan Nesrin Sipahi, Odeon Koleksiyon serisinin üçüncü albümüyle yeniden sevenleriyle buluşuyor. Odeon&DMC işbirliği ile piyasaya sürülen albümde “Avuçlarımda Hálá Sıcaklığın Var”, “Ben Seni Unutmak İçin Sevmedim”, “Dertleri Zevk Edindim”, “Ellerim Böyle Boş Boş mu Kalacaktı” gibi unutulmaz 16 şarkıya yer verilmiş.
Yeni yılın ilk aylarında yayınlanması beklenen önemli bir koleksiyon albüm de “Onno Tunç Şarkıları”. Duyduğumuz kadarıyla hem şarkıların orijinal versiyonları hem de genç kuşak tarafından yeniden yorumlanan versiyonları bu albümde birarada sunulacakmış. Nilüfer-Sezen Aksu düeti gibi sürprizler de cabası…
Olcay Tanberken
23 Aralık 2006 Cumartesi
Bir 'Çakkıdı' daha olsa...
Soru hep aynı: ‘Eurovision’da hangi dilde yarışmalıyız?’. Aslında bu soruya vereceğiniz yanıt, tam da Eurovision’a hangi pencereden baktığınızla eş anlamlı. Kazanmak mı istiyoruz, yoksa boynumuz bükük kalmasın mı? Bölgenin güçlü ülkelerinden kuzeye, Baltık ülkelerinden eski Sovyet topraklarına kadar cümle elalem bu müzik yarışmasında sahne alırken biz de bir köşede ezik kalmayalım, boyumuzu posumuzu gösterelim şu Avrupa’ya mı demek istiyoruz her sene, yoksa gerçekten önemi büyük olan bu yarışmada alacağımız ciddi başarılarla Türkiye’nin adını üstlerde tutmak ve Türk müziğinin kalitesini öne çıkarmak mı? Milyon dolarlar verip de yapamayacağımız ülke tanıtımını o 3 dakika içinde değil de, yarışmayı ve organizasyonu topraklarımıza getirip Avrupa’nın dikkatini ve ilgisini buraya çekmek mi? İşte ‘Hangi dil’ sorusuna vermemiz gereken cevap, bu sorulara olan yanıtımız demek aynı zamanda. Türkçe tabii ki ana dilimiz ama sadece bizimki mi bulunmaz hint kumaşı, diğer milletler dillerini sevmiyorlar mı hiç? Eurovision’a katılan nerdeyse tüm ülkeler dil serbestliği avantajını kullanarak İngilizce ağırlıklı yarışıyorlar ve yarışma istatistiklerine bakıldığında da zaten görülüyor ki herkesin anlayabildiği İngilizce şarkıların birincilikleri çok fazla, zaten son yıllarda da ana diliyle yarışanların üst sıralarda olmaları çok nadir.
Belki Kenan Doğulu daha başka bir üslupla bunu anlatabilirdi, bu açıklamasını da tecrübesizliğine verelim. Ben inanıyorum ki bu yıl farklı bir yıl olacak ve Athena’dan sonra ilk kez Türkiye’nin adını üst sıralarda görebileceğiz. Yeter ki sözlerden ziyade müziğiyle öne çıkabilecek iyi bir şarkı bulsun Kenan. Sezen Aksu da destek vereceğini açıklamış. Bakarsınız yeni bir ‘Çakkıdı’yla çıkagelir, fena mı olur?
Olcay Tanberken
20 Aralık 2006 Çarşamba
En iyileriyle Seçil Heper
Bir zamanlar her yeni çıkan plağı Türk müziği seven her eve giren, gazinoların aranılan assolisti Seçil Heper, en sevilen şarkılarıyla tek bir albümde toplandı. Heper’in 1973-1976 yılları arasında seslendirdiği alaturka müziğin en güzel örnekleriyle bizi gazinoların ihtişamlı günlerine geri götürdüğü albümde Yeşil Gözlerinden Muhabbet Kaptım”, “Dargın Ayrılmayalım”, “Gözlerin Bir İçim Su”, “Bak Yeşil Yeşil” ve “Muhabbet Bağına Girdim” gibi unutulmayan 19 şarkı yer alıyor.
Her zamanki gibi Babylon da kapılarını 21 Aralık Perşembe akşamı bu albüm için açıyor. Seçil Heper'in de katılacağı gecede bu tanıtım partisinde ayrıca popüler müziğimizin unutulmayan isimlerinden Gökben, Sevda Karaca, Berkant, Yeşim, Tülay Özer ve Nebahat Çehre de Seçil Heper’le birlikte sahne alacak.
Mirkelam’dan yeni albüm
Yaptığı albümlerle her zaman adından söz ettirmeyi başaran, kimi zaman duygu yüklü kimi zaman da hareketli hitler yaratan Mirkelam beşinci albümünü tamamlamış. "Mutlu Olmak İstiyorum" adını verdiği albümünde yine İskender Paydaş ile çalışan Mirkelam uzun bir süre yeni bir plak şirketi arayışındaydı. Yeni albüm bu kez Pasaj Müzik & DMC etiketi ile müzikmarketlerde.
Olcay Tanberken
16 Aralık 2006 Cumartesi
Müzik müzik müzik
***
Son günlerde radyolarda sürekli çalmaya başlayan yepyeni bir şarkı gönüllerimizi çok çabuk fethetti. Plak şirketlerinin korsana karşı aldığı en güzel cephe duruşlarından biri sayılabilecek ‘64’ adlı derlemede bir çok hit şarkı yeralıyor, bunların içinde ise Zeynep Casalini’nin çok yakında yayınlanacak 2.albümünün çıkış parçası ‘Dokunma Bana’ şarkısı ise tek yeni şarkı. Benim de çok başarılı bulduğum bu şarkının daha bir çok kişiyi yakalacayağına eminim...
***
Ajda Pekkan dün gece Kimsesiz Minik Kalpler için Behzat Gerçeker ve ENBE Orkestrası ile sahne aldı. Keyifli ve güzel bir konserdi ancak Ajda Pekkan’ın gerginliği kimsenin gözünden kaçmadı. Zerafetinden birşey kaybetmese de sadece 4 şarkı söyleyerek apar topar sahneden inmesi izleyenleri oldukça şaşırttı. Süperstar’ın moralinin bir an önce yerine gelmesi dileğimizle…
***
Malumunuz Eurovision Şarkı Yarışması’nda isim tartışmaları bu yıl biraz erken başlamış, ülkemizi 2007’de temsil etmek için Zerrin Özer’den Manga’ya, Hepsi Grubu’ndan Mor ve Ötesi’ne bir çok isim ve grubun adı geçmişti. Kenan Doğulu da son olarak TRT’nin prensipte anlaştığı ancak henüz son kararın verilmediği en büyük aday olarak medyada yer almıştı. Resmi olmayan duyumlara göre Los Angelas’tan bugün dönen Kenan Doğulu TRT ile masaya oturmuş. Son bir dakika değişikliği olmazsa galiba Helsinki’ye Kenan Doğulu gidiyor, dileyelim ki Çakkıdı gibi hit bir şarkıyla gider ve ortalığı yıkar geçer:)
Olcay Tanberken
25 Kasım 2006 Cumartesi
Hayatımızın Fon Müziği
NTV Genel Müdürü Cem Aydın’ın açıklamasına göre projede ilk düşünce müzik tarihimizi kronolojik olarak dönemin konserlerinden, olaylarından ve yarışmalarından derlenen görüntüler eşliğinde incelemekmiş ancak 60′lı ve 70′li yılların görüntüleri için TRT yüksek ücretler isteyince şarkılardan yola çıkılmış ve belgesel de şarkılar üzerine kurulmuş. “Hayatımızın fon müziği” belgeselinin ilk 4 bölümünün konuları ise şöyle belirlenmiş:
1- Kimler Geldi Kimler Geçti / 60’lı ve 70’li Yıllar (Ana Konuk: Ajda Pekkan, Diğer konuklar: Fikret Şeneş, Nükhet Duru, Seyyal Taner, Erol Evgin, Alpay)
2- Benimle Oynar mısın / Şehir müziği (Ana Konuk: Bülent Ortaçgil, Diğer Konuklar: Ali Kocatepe, Yeni Türkü, Erkan Oğur, Orhan Kahyaoğlu)
3- Kara Tren / Türküler ve muhalif müzik (Ana Konuk: Sabahat Akkiraz)
4- Kaybolan Yıllar / 80’li yıllar (Ana konuk: Sezen Aksu)
Ömür Göksel: ‘A Touch of Love’
Bir zamanlar altın plaklarla ödüllendirilen ve çok sevilen şarkılar yorumlayan Ömür Göksel, dünya müziğinin önemli klasiklerini yorumladığı ‘A Touch of Quality’ albümünün başarısından sonra satış listelerini şimdi de ‘A Touch of Love’ albümüyle zorluyor. “Fly met o the moon”, “Autum Leaves”, “The girl from İpanema”, “Yesterday when I was Young” “Perhaps” ve “Those were the days” gibi şarkıların yeraldığı albüm çift cd’den ve 24 şarkıdan oluşuyor.
Olcay Tanberken
22 Kasım 2006 Çarşamba
Tuba Önal'dan yeni albüm müjdesi
Türkiye’nin bence en iyi kadın vokallerinden biri olan ve 2000 yılında yayınladığı ‘Onun adı aşk’ albümünde yorumladığı şarkılarla hafızalara kazınan Tuba Önal, 24 Kasım Cuma akşamından itibaren Elite Plaza’da sahne almaya hazırlanıyormuş. Birçok reklam filminden sesine aşina olduğumuz sanatçı, geçirdiği trafik kazasından sonra uzun bir ara verdiği 2.albüm hazırlıklarına yeniden girişmiş ve albümünü tamamlayarak yeni bir plak şirketi aramaya koyulmuş.
Sibel Tüzün Yunanistan yolunda…
İçinde ‘Süperstar’ şarkısının da yeraldığı yeni bir albümü önümüzdeki haftalarda uluslar arası bir şirket tarafından Yunanistan’da yayınlanacak olan Sibel Tüzün, albümü için oldukça heyecanlı. Süperstar’ın ve bazı eski parçalarının Yunancasını da bu albüme koyan Tüzün, bu Cuma'dan itibaren Çengelköy'de Del Mare Club'da İngilizce bir repertuarla sahne almaya başlayacakmış. Türk popunun önemli vokallerinden biri olan sanatçıyı canlı canlı izlemek isteyenler kaçırmasın...
Eurovision temsilcimiz ne zaman açıklanacak?
2007’de ülkemizi Eurovision’da kimin temsil edeceği yönünde hemen her gün dedikodu kazanında kaynayan isimler artmaya devam ediyor. Son günlerde basında yeralan Hepsi grubu haberlerinden sonra, Kenan Doğulu, Murat Boz ve Emre Altuğ gibi sanatçı isimleri de yarışma için aday gösterilenlerden bazıları olarak çeşitli platformlarda geçmeye başladı. TRT’nin 1-2 hafta açıklaması beklenen isim bakalım kaçımızı şaşırtacak ya da başarılı bir sonuç için heyecanlandıracak?
Olcay Tanberken
18 Kasım 2006 Cumartesi
Kendi kalene gol atmak diye buna denir
Tabii tartışmalar bir anda alevlenince bugün yine gazetelerde tepkiler sürüyordu. 30 yaşını aşan sanatçıların yaşlı bulunduğu gerekçesiyle kanalda yer alamayacağı gibi bir haber, bomba değil de nedir zaten? Sezen Aksu özellikle 80lerdeki etkisi ve 90lardaki pop patlamasına olan katkısıyla yerleştiği ve bir daha da çıkmadığı kalplerde hala ilk günkü tazeliğini koruyor ve bugün bile hala mesleğinin doruğunda şarkılar üretebiliyor, piyasaya bir çok genç sanatçı hazırlıyorken neden MTV ‘Türkiye’de (tırnak içindeki ülke adına lütfen dikkat) yer alamayacağının nasıl bir açıklaması olabilir? Yüzünü tümüyle batıya çevirmiş bir ülkeye adeta müziğiyle ve herşeyiyle öncülük etmiş ve yurtdışında birçok festival ve yarışmada ülkemizi temsil etmiş, bilmem kaç küsur ülkede farklı dillerdeki onlarca şarkısıyla albümleri yayınlanmış Ajda Pekkan gibi bir divanın gayet trendy olan ve haftalarca satış listelerinin en üstlerinde yeralan son albümünün neden bu kanalda yer alamayacağını bir dinleyici olarak gerçekten merak ediyorum. Klipleri MTV Europe’da bile yeralmış olan, Avrupa’nın bazı ülkelerinde ve özellikle Almanya’da milliyeti ‘Türk’ olmayan ciddi bir fan kitlesine sahip bir Mustafa Sandal’a ya da Eurovision gururumuz Sertab Erener’e yaşları 30’u çoktan aştı diye sırt çevirmek hangi akla hizmet ediyor? Türkçe popta son yılların en iyi çıkışlarından birini yapan Murat Boz'un kliplerini bile tarzı uygun değil diyerek veto eden MTV Türkiye ne yapmaya çalışıyor?
Türkiye'de her yaştan dinleyicisi olan ve 'Türkçe pop' kategorisi içinde yeralan 2 çok büyük star başta olmak üzere, sadece yaşı dolayısıyla bazı sanatçılara ambargo konulması bir hayal kırıklığından öte, bu sanatçılara ve Türk dinleyicine yapılan bir ‘ayıp’tır. Kendilerine 'Ama Madonna 48, Tarkan da 33 yaşında, onları neden yayınlıyorsunuz' sorusuna ise, 'Evet onlar da bizim yaş sınırımızın üstündeler ama izleyici onları genç kategorisine koyuyor' gibi bir cevap veren bir kanalın Türkiye'de tepki çekmemesi olanaksızdır.
McDonalds'ın bile bulunduğu her ülkede oraya özgü hamburger yaptığı bir dünyada yaşıyoruz ve birçok ülkede olduğu gibi ‘pop müziğin’ bu ülkede de bir standardı yok ve değişime ve devinime her zaman açık bir tür. Dolayısıyla ‘Konu yaş değil, aslında biz Türkçe popu avam buluyoruz’ denilseydi inanın en azından bir tutarlılık olurdu, o zaman neden isminin içinde Türkiye geçen bir kanalı bu ülkede kurdunuz ki? Aslında tartışılması gereken asıl nokta belki de bu kanalın Türkçe popun kendi içindeki gelişimine ya da değişimine nasıl ve ne şekilde müdahale hakkı olabileceği olabilir. Her sanatçının her yaştan dinleyeni olabileceğini ve her sanatçının da her yaşa hitaben şarkı yapabileceği gerçeğini birilerinin görmesini ve ‘Türkçe pop’un tarzının ne olabileceğine ya da ‘hangi kısmının’ sansürlenebileceğine -hele hele içimizden olmayan- birilerinin karışmamalarını diliyorum.
Olcay Tanberken
15 Kasım 2006 Çarşamba
‘Pişmeyen’ Pişti sona erdi!
Ne var ki bu muhteşem albümün promosyon kısmında gerek DMC'den gerekse Superstar’ın ekibi tarafından kaynaklanan eksiklikler de gözden kaçmıyor. Nitekim albume, yeni kliplere, Türk müzik tarihinin yıllardır hasret olduğu ve formatı ne olursa olsun (DVD, CD-Box set, kıtap, vs.) acilen cok kapsamlı bir 'Ajda Pekkan Collectıon' türünden projelere odaklanılması gerekirken ‘Reha Muhtar yayıncılığının(!)’ son dehası Pişti’de Ajda Pekkan’ı görmek hayranları olduğu gibi ekran başındakileri de pek memnun etmedi. Bunda elbette yayıncılık tarihimizin -bence- hem format hem de içerik açısında başarısız yapıtlarından birinde yer almasının da payı olduğu gibi, bu programın Süperstar'ın müzik kariyerine de bir artısı olmamasının payı büyüktü. Son 2 haftada Muhtar’ın tartışmak için seçtiği ilginç (!) konulara ilaveten Ajdar’ı da programa konuk etmesi Pekkan hayranları için bardağı taşıran son damla olmuştu ki, hafta başındaki programın yayına girmemesiyle ve Show Tv’den yapılan açıklamaya göre programın düşük reyting yüzünden yayından kalkmasıyla herkes gibi ben de derin bir nefes aldım. Süperstar umarım şimdi Cool Kadın’ın diğer şarkılarına ve yeni projelerine odaklanmak için hayranlarının sesini dinler…
'Hayatımızın fon müziği'
NTV “Hayatımızın Fon Müziği” adlı yeni bir belgesel yayımlamaya başlıyormuş. 60’lardan bugüne hayatımıza yön veren Türkçe şarkılar, etkileri, yıllar sonra popülerliklerini koruma nedenlerinin sanatçı ve dinleyicilerin gözünden sorgulanacağı belgeselin ilk bölümü 17 Kasım Cuma akşamı yayınlanacakmış.
MTV Türkiye açılış partisi
23 Ekim’de yayın hayatına başlayan MTV Türkiye, dev bir partiyle açılışını kutluyor. Ünlü R&B ve Hip-Hop grubu The Pussycat Dolls, 17 Kasım’da İstanbul’a gelerek MTV Türkiye izleyicisi ile buluşurken 110, Athena, Ceza, Duman, Hayko Cepkin, Kargo, Manga, Göksel, Mor ve Ötesi, Nil Karaibrahimgil, Ogün Sanlısoy, Redd, Sertab Erener ve Teoman gibi isim ve gruplar da CNR Expo Center’da gerçekleşecek olan gecede sahne alacakmış.
Olcay Tanberken
11 Kasım 2006 Cumartesi
Röportaj: Emre Aydın
Dört dörtlük bir albümle kulaklarımızın pasını silen Emre Aydın’la playlistlerin ve müzikmarketlerin gözdesi olan albümünü konuştuk:
Şarkılarında yalnızlık ve karamsar temanın yoğunluğu dikkat çekici. Konsept bir albüm olmasına özellikle mi dikkat edildi?
Konsept albümleri seviyorum, bütünlük içeriyorlar. Aslında şarkılardan 3-4 tanesi çok önceden hazırdı, 6.Cadde’nin 2.albümü için hazırlamıştık. Ama grup arkadaşım Onur Ela yola devam etmek istemeyince, 6.Cadde projesi de mecburen rafa kalktı. Ben de söz-müziği bana ait olan bu şarkılarla yola kendim devam etmek istedim ve albüme odaklandım. Şarkılar 5-6 ay bekledi. Besteler tamamen bestelediğim dönemdeki yansımalarım diyebiliriz. Konsept bir albüm olmasındaki en büyük pay aslında biraz da bazı şarkıların birbirine olan göndermeleri ve devam niteliği taşımaları. Bu da kartonetten takip edilmiyor, tabii.
“Git” ve “Kim dokunduysa ona git” gibi mi?
Evet, albümün alt başlıkları mevcut. “Git” 6.Cadde’nin albümünde de vardı ama bir kez de bu albüme uygun bir soundla yorumladık. Sonra da o şarkının devamını yazdım. Yalnızca bu ikisi değil, başka şarkılar da birbiriyle ilişkili. O kadarını da dinleyiciye bırakalım artık…
Albümün D&R ve diğer bir çok büyük müzik marketin satış listelerinde ön sıralarda, hatta çoğunda ilk sırada. Albümle birlikte içinde görüntü olarak yeralmadığın video klip de ilgi görüyor. Klibin öyküsü nasıl oluştu?
Klibin hikayesi Yon Thomas’ın fikriydi, Sing Your Song’un görüntü yönetmeniydi kendisi. Güzel ama narsist bir kadının bir gününden kesitler var videoda ve Şebnem Dönmez de oyunculuğuyla bu hikayeye çok iyi oturdu.
Herhalde ben olsaydım önce hangisiyle çıkış yapacağımı şaşırırdım. Afili Yalnızlık senin fikrin miydi?
Hayır, oturup proje ekibiyle karar verdik. Ben de seçebilirdim, klip şöyle olsun böyle olsun diyebilirdim. Ama ben sadece işin müzik kısmındayım şu aşamada, işin pazarlama stratejisini belirleyemem. Ayrıca önerdiğim şarkı doğru da olmayabilirdi, bilemeyiz. Ama Afili Yalnızlık’ın çıkış için doğru olduğunu düşünüyorum, çünkü gelen tepkiler hep olumlu yönde. İkinci klibi henüz belirlemedik ama geçen hafta “Belki bir gün özlersin”e çektik, o bitti. Sanırım onu 3.klip yapacağız.
Aslında albümün yayınlanmadan çok önce meşhur olan ilk parçaydı bu, değil mi?
Evet, 6.Cadde’nin ardından ben albümüme hazırlanırken emreaydin.org sitesini açtık,nasıl şarkılar olacak diye çok soru geliyordu oradan. Ben de albümden bir örnek olsun diye bitmiş bir şarkıyı koydum turkrock’a, fikir versin diye. Yani kendi siteme de koymadım, sadece bir tek oraya yükledim ve çok kısa bir sürede oradan dağılmış internette.
Hareket Vakti’ne cover yapmak senin fikrin miydi? Çevremde bu şarkıyı seven yalnızca ben değilmişim meğer, bu albümle birlikte bunu da öğrendim açıkçası…
Kendi şarkılarım dışında 1 tane de cover olsun dedik, ben de sevdiğim bir şarkı olsun diye Hareket Vakti’ni seçtim. Barlas’ın bu şarkısını Umay Umay yorumlamıştı, bu albümde de farklı bir yorum oldu.
Genel olarak rock gruplarının cover parçalara tutunmasını nasıl değerlendiriyorsun peki? Ben de 6.Cadde’yi Sabuha’yla duymuştum mesela.
Çok fazla abartılmadığı sürece 1-2 cover parça iyi oluyor bence, farklı bir tat, renk oluyor. Beğenenler de oluyor beğenmeyenler de ama sonuçta siz o şarkıya farklı bir yorum katıyorsunuz, genç kuşağa yeniden hatırlatıyorsunuz. Sabuha’yı bizim söylediğimiz versiyonla beğenenler olduğu gibi bazıları da eleştirmişlerdi. Ama sonuçta bizi tanıtan o şarkıydı…
Albümde Vega, Gripin, Manga gibi popüler gruplardan da isimler görüyoruz bu albümde. Bununla da ilgili çok soru geliyordur herhalde?
Aslında şaşırıyorum bunlara, çünkü Manga’yla zaten yarışmadan gelen bir dostluğumuz var, aynı yolda yürüdük sonuçta. Vega ile de beraber epeyce konser verdik, Gripin’le de beraber yeni albümleri üzerine çalışıyoruz, bu insanlarla aynı sahadayız, aynı stüdyolarda çalıp söylüyoruz, o yüzden birbirlerimizin albümlerinde yeralmamız çok doğal…
Son yıllarda yükselişe geçen rock trendine bakışın nedir, sevdiğin ya da dinlediğin isimler var mı?
Gayet olumlu bir gelişme bu, mesela çok eleştirenler var bu işi yapanların yaş ortalaması iyice düştü, şunu bunu taklit ediyor diye ama bu kötü bir şey değil ki! Gençler müzik yapsın da zaten, ne var ki bunda? Hepimiz Guns’n’roses, Metallica, Sepultura dinlemişizdir…Elbette birilerine, bir takım gruplara ya da isimlere özenerek, ilham alarak başlar bu işler zaten. İstediği kadar, hatta daha çok çıkmalı, müzik yapmalı insanlar. Gidebildiği yere kadar gider, iyiyse devam eder. Kötüyse zaten kötüdür ve bir süre sonra yapmaz. Herşeye muhalif bir eleştiri anlayışına karşıyım ben. Türkiye’den son dönemde çıkan grup ve isimler genelde başarılı. Tüm zamanlar dersen Erkin Koray’ı çok cesur buluyorum, onu herkesten ayrı tutuyorum. Deneysel de bir şeyler yapıyor çünkü dinlerken ben de cesaret buluyorum dinleyici olarak. Cem Karaca da şiirsel tavrıyla ayrı bir yerdedir...
Bundan sonrası için kafanda şimdiden proje ya da fikir var mı? Konsept albümlere devam etmeni bir çok kişi gibi ben de istiyorum mesela…
Aslında uzun metronomlardan oluşan deneysel şeyler yapmak istiyorum bir gün, akustik gitar üzerine çello ve piyanodan oluşan kombinasyonlar gibi. Tabii hiçbir ticari kaygı gütmeyen, tamamen müzikal bir tatmin için olur böyle bir albüm.
***
“Afili Yalnızlık”, “Bu kez anladım”, “Kim dokunduysa ona git” ve “Belki bir gün özlersin” gibi gerek sözlerinin başarısı gerekse piyasadaki bir çok şarkının vermekten aciz olduğu duyguları vermeyi başaran müzikalite toplamıyla bir çok isme ve albüme göre “yeni”, “gözüpek” ve “çarpıcı” bir farklılık, Emre Aydın’ınki. Hele bu soğuk kış günlerinde kafanız hafiften melankolik, kalbiniz de tümüyle zafiyet geçiriyorken çok iyi gidiyor, benden söylemesi…
Olcay Tanberken
8 Kasım 2006 Çarşamba
Köprüler: İki Dünya
Türk enstrümental dünyası da son haftalarda oldukça hareketlendi. Şu günlerde bir çok müzikmarketi dolaşırken kulağınıza çalınması muhtemel olan 2 albüm oldukça ilgi görüyor. Bunlardan biri geçtiğimiz yıl yayınladığı ‘Paradoks’ albümüyle ilgi gören Ahmet Koç’un yeni albümü ‘Sağanak’. Yedi Karanfil, Yediveren Anadolu ve Yol Türküleri gibi birçok enstrüman albümde rastladığımız Ahmet Koç, ‘Sağanak’ta Sezen Aksu, Zülfü Livaneli, Sting, Phil Collins gibi isimlerin unutulmaz şarkılarını 36 kişilik dev bir orkestra ile yorumlamış. İki CD’lik albümde toplam 20 şarkı var. Albümün ilk klibi ise Dijital Sanatlar’dan Gürcan Keltek yönetmenliğinde Lalo Schifrin’in unutulmaz film müziği "Mission Impossible"a çekilmiş. Diğer albümse, yine benzer bir konseptle piyasaya sunulan ‘Köprüler: İki Dünya’ adını taşıyor. Klasik Batı Müziğiyle kendi coğrafyamızın müziğini uyumlu biçimde harmanlayan ve de doğu ve batı arasında notalar aracılığıyla bir köprü oluşturan albümde Erkan Oğur, Okay Temiz, Halil Karaduman, Ercan Irmak gibi usta isimlere rastlıyoruz. Gürol Ağırbaş'ın düzenlemeleri de bu eşsiz parçaları şaşırtıcı bir dünya müziğine dönüştürmekte oldukça başarılı. Vivaldi ya da Mozart klasiklerini bir de bize özgü düzenlemelerle arşivinize katmanızı tavsiye ederiz.
Şu sıralar hem Tarkan’ın sanat müziği albümü hem de Celine Dione’un vokalisti Karen Hannah’ın Sezen şarkılarından yapacağı İngilizce albümü dolayısıyla Amerika’da yoğun günler geçiren Minik Serçe’nin besteleri adeta yıllanmış şarap gibi değerlenmeye devam ediyor. “Firuze”, “Sen Ağlama” ya da “Her Şeyi Yak” gibi unutulmaz Sezen şarkıları şimdi de Mehmet Cemal Yeşilçay ve Özer Arkun tarafından enstrümantal olarak bir albümde toplandı. Türkiye’den önce Avrupa’da piyasaya çıkan “İnci Taneleri” adlı bu albümü şimdi Türk müzikmarketlerde de bulabilirsiniz…
Olcay Tanberken
4 Kasım 2006 Cumartesi
Nazan Öncel 'şaşırtmadı'!
Nazan Öncel’in ‘Aşkım Baksana Bana’ ile çıkış yaptığı ‘7n Bitirdin’ de çok satacak gibi gözüküyor, ama doğruyu söylemek gerekirse Öncel’in bu kez farklı bir albüme imza atacağını, daha cesur, belki daha yeni ve farklı şarkılarla dinleyicisini şaşırtacağını ve heyecanlandıracağını düşünenlerin de biraz yanılgıya düştüğünü söylemek yanlış olmaz. Elbette kimse ondan –artık çok gerilerde, biraz da anılarda kalmış- yeni bir 'Göç' ya da 'Demir Leblebi' beklemiyordu, ama albümde bir şarkıdan diğerine geçtiğinizde sanki hala aynı şarkıyı dinliyor gibi hissedebiliyorsunuz. İlk duyduğumda çarpıldığım ‘El Kızı’ gibi ‘Utan’ ve ‘Ekilmekteyim’in de akıbetleri tıpkı ‘Aşkım Baksana Bana’nınki gibi olacaktır. Bir önceki albümden ‘Nereye Böyle’ ve ‘Küçük Gemiler’le ortaya koyduğu duygusallığın boyutunu ‘7n bitirdin’, ‘Direkten Döndüm’ ve Zehirli Sarmaşık’ gibileriyle bu albüme de taşıyan ve karikatürlü kartonet tasarımıyla da mp3 indirmek yerine neden bir albümün ‘satın alınması’ gerektiğine de dinleyiciyi ikna etmeyi başaran Nazan Öncel’in yine çok satacağı muhakkak. Birçokları için asıl önemli olan ise, Öncel’in ‘bundan sonraki kozunun’ ne olacağı…
Eurovision muamması sürüyor...
Cengiz Semercioğlu’nun ‘Bu yıl Zerrin Özer gidecek’ yazısıyla başlayan Eurovision tartışması yerini daha sonra ‘Zerrin değil, rock grubu gidiyor’ haberlerine bırakmış, hatta Sertab Erener ve Demir Demirkan’ın da TRT’yle görüştüğü iddia edilmişti. Geçtiğimiz günlerde Demirkan’ın menajerlik şirketinden yapılan açıklamayla bu yıl TRT’yle Eurovision konusunda ortak bir çalışma içinde olunmadığı ifade edilirken, şimdi ise tüm gözler magazin sitelerinde Eurovision’la ilgili haber konusu olan Murat Boz’a çevrildi. Medya tüm bu haberleri doğru kaynaklardan mı aktarıyor bilemiyoruz, ama TRT’den resmi bir açıklama yapılana kadar her an herkes Eurovision’a aday gösterilebilir gibi gözüküyor:)
Olcay Tanberken
28 Ekim 2006 Cumartesi
Bertuğ Cemil: 'Duygusal Tuzaklar'
Pop-rock kategorisinde değerlendirilebilecek albümün kartonetinde Bertuğ Cemil, tüm şarkılarını hangi yıllarda yazdıklarını da eklemiş. Caz gırtlağıyla dikkat çeken genç müzisyenin çıkış parçası dışında özellikle ‘Son kez’, ‘Biçare’ ve ‘Bana Sen Gelmelisin’ gibi şarkıları da kolayca kulaklara yerleşecektir diye tahmin ediyorum. İlk dinleyişte kolay hazmedilmeyecek bir albüm olduğu muhakkak, ancak dinledikçe özümsenecek, sindirilecek bir albüm yapmış Bertuğ Cemil, tavsiye ederiz.
Fono Müzik’ten yakın dönem nostaljisi
Zerrin Özer’in 80’li yıllardan 2 arabesk nağmeli ‘Kırmızı’ ve ‘Dayanamıyorum’, 90’lardan da ‘Dünya Tatlısı’ albümü Fono Müzik etiketiyle piyasada. Zamanında plak olarak yayınlanmış Zerrin Özer albümlerini arşivinde cd formatında saklamak için iyi bir fırsat, özellikle de "Yoksun Sen", "Bu Yaz", "Seninle Başım Dertte", "Kurulsam Gönül Tahtına", "Bir Gülü Sevdim" şarkıları için mesela. Bu arada aynı şirketin, Harun Kolçak’ın ‘Gir Kanıma’sı ile Aşkın Nur Yengi’nin ‘Sevgiliye’sini de yeniden yayınladıklarını hatırlatalım…
Olcay Tanberken
22 Ekim 2006 Pazar
Müzik...müzik...müzik...
‘Aşkı Bulamam Ben’ single’ıyla ve tek bir şarkıyla daha önce pek az kişinin ulaşabildiği şöhrete güvenmeyen Murat Boz, üzerinde çalıştıkları albümünü nihayet tamamlamş. Çıkış parçası ise uzun bir süre vokalistliğini yürüttüğü Tarkan’ın söz ve müziğini yazdığı ‘Püf’. Albüm çok yakında müzikmarketlerde yerini alacakmış…
Ajda Pekkan, yıllar sonra çıkardığı albümü ‘Cool Kadın’la bu yazın en çok konuşulan isimlerinden biri olmuştu. Şimdi bu albümün en sıkı şarkılarına yapılacak remixlerle yeni bir albüm yoldaymış. Üstelik Sezen Aksu imzalı bir bonus şarkıyla birlikte…
Sertab Erener, en sevilen şarkılarından derleyeceği bir best of projesini DVD formatında yayınlamaya hazırlanıyor. Çekimleri gerçekleşen projede son aşamaya gelen Erener, bu proje için 92 yılından itibaren söylediği tüm şarkıları hayranlarına oylatmış ve en çok oy alan 15 şarkıyı belirlemişti. Sertab’ın en çok sevilen şarkısı hangisi olmuş biliyor musunuz?: Benim de çok sevdiğim ‘Yanarım’…
‘Salıncak’ adlı yeni albümünü geçtiğimiz haftalarda yayınlayan Şükriye Tutkun’un, bir Denizli Acıpayam türküsü olan “Ağ Ağ Elime Mor Kınalar Yaktılar”a çektiği video klibi ekranlarda dönmeye başladı. Ses kaydı esnasında doğal sazlar kullanılan albüm, Tutku’nun 5. albümü…
Tüm dünyada albümleri 25 milyon satan, DVD’si 2 milyon rakamını geçmiş tek soprano olan Sarah Brightman, şimdiye kadar yayımladığı single’larını derleyerek hazırladığı “Diva: The Singles Collection” albümüyle geri dönüyor. Sanatçının bir nevi video antolojisi sayılabilecek olan bu DVD’de kariyerinde çok önemli bir nokta olan ‘Phantom Of The Opera’, ‘Wishing You Were Somehow Here Again’; gibi hitleri ve ve sanatçıyla yapılan çok özel söyleşiler de yeralıyor.
Kampanyaya katılın
EMI Müzik, ‘Türkiye’de alternatif sesler de var’ kampanyasıyla üç ay boyunca 110, Hayko Cepkin, Yakup, Aydilge, Panik, Nem ve Dorian gibi grup ve isimlerin albümlerini indirimli satıyor. Aslında önemli bir kampanya bu, çünkü popüler sesler ve sözler kullanmadıkları, bu nedenle dinleyici/izleyici oranlarını olumsuz etkiledikleri ve reklam gelirlerini düşürdükleri ileri sürülerek genel olarak Türk medyasında alternatif müziğe yer verilmiyor. Bu nedenle Türkiye'de müzik yayılmıyor, gelişmiyor, renklenmiyor ya da bunlar çok yavaş oluyor. Yenilik için alternatif müziğin (rock, elektronik, caz, vs) ve her biri kendi alanında özgün bu isimlerin desteklenmesi gerekiyor.
Haberler şimdilik böyle, herkese iyi bayramlar ve keyifli günler…
Olcay Tanberken
18 Ekim 2006 Çarşamba
Sezen Aksu: 'Allahaısmarladık'
Şansını ‘Sezen Seley’ ismiyle yayınlanan ilk 45’liği ‘Haydi Şansım’la deneyen Sezen Aksu, bu ilk denemesinde fazla ses getirmemiş ama sonrasında özellikle ‘Kusura Bakma’ ve ‘Kaybolan Yıllar’ ile bir anda patlamış. Bir yılbaşı gecesinde çıktığı televizyon ekranıyla milyonlara seslenen, kulağındaki küpelerle ve “olmaz olsun cüzdanımda milyonlar / kalbimde sevgin oldukça / zenginlik, mal, mülk, para neye yarar / yanımda sen olmayınca” dizeleriyle hafızalara kazınan Minik Serçe, yıllar içinde giderek artan bir hayran kitlesiyle ve dillerde düşmeyen yüzlerce şarkısıyla ülkenin en sevilen sanatçılarından biri olmayı başardı.
“Allahaısmarladık” albümünde, orijinal LP’nin içindeki şarkılarının yanısıra, 1976-1979 yılları arasında yayınlanan dört 45′liğindeki şarkılar da iyileştirilmiş orijinal kayıtlarıyla yeralıyor. Türk popundaki ilk yıllarında özellikle “Olmaz Olsun”, “Kusura Bakma”, “Yaşanmamış Yıllar” ve “Seni Gidi Vurdumduymaz” gibi şarkılarıyla hafızalara kazınan Minik Serçe’nin bu albümü, hem sanatçının hayranları için hem de 45lik meraklıları için hoş bir sonbahar sürprizi oldu. Ne diyelim, darısı Ajda Pekkan'ın ve hayranlarının başına!
Afili Yalnızlık
Son günlerde radyolarda sıkça duyduğum bir şarkı bugünlerde benim de kulağımdan düşmüyor. ‘Afili Yalnızlık’la iyi bir çıkış yakalayan Emre Aydın’ın albümünde kayda değer başka şarkılar da mevcut. Özellikle ‘Belki bir gün özlersin’e de bayıldım. Şebnem Dönmez’in rol aldığı video klibinin enteresanlığı da, 2-3 sn.lik tv görüntüsü dışında Emre’nin bu klipte yeralmıyor olması.
tambatumba.com
Tamba Tumba'nın uzun bir süredir güncellenemeyen web sitesi, yeni blog-haber tarzıyla yeniden yayında...Dünden bugüne müzik haberlerinin yeraldığı sitede ayrıca çeşitli multimedia kayıtlara ve radyo programıyla ilgili geçmiş bölümlere de ulaşılabiliyor.
Olcay Tanberken
14 Ekim 2006 Cumartesi
Eurovision’a kim gidecek?
ATV grubunun neredeyse 2 yıldır Manga üzerine haberler yapmasını ilginç bulanlar olmakla birlikte, Zerrin Özer de kendisiyle ilgili çıkan haberi henüz yalanlamış değil. Gelin bu tartışma yerine olaya rock grubu yollamak ne kadar doğru diye düşünelim...Geçmişe dönüp baktığımızda rock müziğin Eurovision üzerinde birkaç istisna dışında etkisi olduğunu söylemek aslında pek mümkün değil. Zaten 2006’ya ve yarışmanın özellikle 2000’lerdeki gidişatına ve tavrına dikkatli bakıldığında kazananın da aslında Lordi ya da rock müzik olmadığı kolaylıkla görülebilir. Elbetteki 2007, Lordi’den esinlenen bir çok ülkenin rock müzik yollayacağı bir yıl olacaktır, ama kazanan yine rock değil farklı müzik ve farklı şov olacaktır. Kişisel fikrim, söz konusu haberlerde bahsi geçen Mor ve Ötesi, Manga ya da Duman’ın, bahsettiğimiz (ya da görmeyi istediğimiz) farklılığı yaratamayacakları yönünde. Elbette hepsi de müzikalite olarak iyi gruplardır, çok iyi müzik de yaparlar, ama o sahnede insanları ne kadar coşturabilirler?. Eğer yeniden katılmayı kabul ederlerse Athena’yı her zaman tercih ederim, ya da gerçekten rock ile katılmaksa amaç, Şebnem Ferah ya da Özlem Tekin bu iş için biçilmiş kaftandır. Yok eğer Zerrin Özer ismi doğruysa hakikaten, o da muhakkak çok iyi bir slow şarkıyla yarışmalıdır, sevilen ve deneyimli bir sanatçı olduğu için pekala sahneye de çok güzel yakışır. Aslında gönül ister ki yeter ki TRT bu yıl ve her yıl sanatçıya dil konusunda baskı yapmasın, Türkçe ya da İngilizce olsun, olmasın diye ısrar etmesin, serbest bıraksın. Bakalım Eurovision tartışması önümüzdeki günlerde başka hangi isimlerle devam edecek ya da yeni yıla girmeden sonlanacak mı?
Onikipuan.com
Türk Eurovision fanlarının yakından tanıdığı Onikipuan sitesi, şimdi yeni blog-haber tasarımıyla dikkat çekiyor. Hem TRT hem de diğer devlet televizyonlarından Eurovision’la ilgili haberleri takip edeceğiniz sitede ayrıca geçmiş yıllarla ve sanatçılarla ilgili haberlere de rastlayabilirsiniz…
http://www.onikipuan.com
Leonard Cohen yorumları
Bu yıl Filmekimi'nde müzikseverleri de cezbedecek en önemli filmlerden birisi de ünlü Kanadalı müzisyen Leonard Cohen hakkındaki 'Leonard Cohen - I'm Your Man' belgeseli. Belgeselin en çarpıcı yanı ise, U2'dan Nick Cave'e, Jarvis Cocker'dan Beth Orton'a, Rufus Wainwraight'tan Antony'ye birçok ünlü sanatçının Cohen parçalarını yorumladıkları konser görüntüleri. Bu belgeselin gösterimi sebebiyle Filmekimi kapsamında çok özel bir konser de düzenleniyor: 'Cohen - ve ben' Leonard Cohen Yorumları Konseri. Bu konserde Türk rock ve alternatif müzik sahnesinden isimler de, Cohen'in sevilen şarkılarını veya onunla bağlantılı eserleri yorumlayacak. Bu konser, yaşayan efsane Cohen ile ilgili şimdiye kadar Türk müzisyenler ile yapılmış en kapsamlı etkinlik olacak. Konsere kendi pencerelerinden Cohen yorumları ile katılacak sanatçılar Teoman, Göksel, Hayko Cepkin, Nem ve Portecho…
Olcay Tanberken
7 Ekim 2006 Cumartesi
Arşivlerde yer açın
Gelelim bu 4.albümde kimleri dinlediğimize…Nilüfer ‘Körebe’ gibi klasik olmuş bir şarkıyla bu albümde yeralırken, Tanju Okan da diskografisinin önemli bir yapıtıyla, ‘Gözünde Yaşlarla’ ile hatırlanıyor. İlk kez Kalan Müzik’in ‘Yeşilçam Şarkıları’ albümüyle bir şarkısı dijital ortama aktarılan Semiramis Pekkan Odeon’un albümünde bu kez ‘O Karanlık Gecelerde’ ile yer almış. Nur Yoldaş’ı bu albümde ‘Sultan-ı Yegah’ ile kazandığı asıl şöhretten çok önce söylediği, 1974 tarihli ‘Bile Bile’yi söylerken buluyoruz. Ajda Pekkan’dan Gönül Turgut’a bir çok sanatçı tarafından yorumlanan ‘Dünya Dönüyor’ ise ilk kez söz sahibinin, Fecri Ebcioğlu’nun yorumuyla bu albümde karşımıza çıkıyor. İlk kez 1981 Eurovision’uyla adını duyuran Ayşegül Aldinç’in Mehmet Teoman’la olan efsane düeti ‘Hastane’ de yine bu albümle ilk kez cd ortamında yayınlanan şarkılarından biri. Geçtiğimiz yıllarda Kıraç’ın yeniden gündeme getirdiği ‘Yok yok yalan deme’ de sahibinin sesinden (Ferdi Özbeğen) Bak Bir Varmış Bir Yokmuş 4.albümünde. Diğer isimlerden bazıları ise Cahit Oben, Ayla Algan, Modern Folk Üçlüsü, Nesrin Sipahi, Dario Moreno ve Juanito.
Müziğin divalarından ‘Ölmeyen Nağmeler’
Türk müziğimizin unutulmaz yıldızlarından Behiye Aksoy, Müzeyyen Senar ve Hamiyet Yüceses’in en iyi şarkılarından derlenen best of’ları EMI etiketiyle piyasaya sürüldü. Her biri kendi şarkılarıyla uzun yıllardır sevilen ve dinlenen bu 3 ismin şarkıları da böylelikle dijital ortama ve dolayısıyla gelecek kuşaklara aktarılmış oldu.
Her 3 albümün kartonetlerine yazılarıyla katkıda bulunan Naim Dilmener’e katılmamak elde değil: ‘Bu albümlerin yayınlanmasıyla birlikte, popüler müzik geçmişimizin (her biri çok önemli) onlarca şarkısı kaybolmaktan kurtulacak, geleceğe aktarılmış olacak. Bir yandan da genç kuşak, her şeyin ama (aşk-ayrılık dahil) her şeyin farklı bir duygu ve mantık ile yaşandığı ‘o eski günler’ hakkında daha fazla şey öğrenme imkanını bulacak’.
Semiramis Pekkan da artık ‘online’!
Birçoğumuz keşke müziği hiç bırakmasaydı diyoruz ama ne yazık ki Süperstar’ın kızkardeşi artık şarkı söylemiyor. Epeyce sayıda plağı ve unutulmaz şarkıları olduğu kadar birçok kez de kamera karşısına geçmiş bu dev starın da artık bir web sitesi var. Aynı zamanda sıkı bir Ajda Pekkan fanı da olan Vedat Gürtan’ın, hayranı olduğu Semiramis Pekkan’a yaptığı bu site dileriz ki Pekkan’a, uzun yıllardır ondan beklediğimiz bir ‘best of’ albümü için de bir ilham olur...
http://www.semiramispekkan.net
Olcay Tanberken
1 Ekim 2006 Pazar
Bu konserler çok konuşulacak
Öncesini bilmiyorum ama Açıkhava, benim izlediğim son 10 yılda sanıyorum hiç bu kadar kalabalık olmamıştır. Bu havaya rağmen böyle bir izdiham yoktur eminim! Birkaç saat önce yağan yağmura bakıp da kimse kesin konser iptal edilir dememiş, 29 Eylül gecesi Açıkhava'yı doldurmuştu. "Bir mekan tam kapasite dolmuşsa daha kalabalık nasıl olabilir" diyenleriniz olabilir, ama benim bahsettiğim insan sayısı değil, sayının ötesindeki kalabalık, o kalabalığın (önler ya da arkalar değil, tüm Açıkhava'dan bahsediyorum) toplam sesi, toplam duygusu, toplam herbirşeyi...
"Bir Yıldız"la açtığı reperturarının neredeyse tamamı eski şarkılarından oluşuyordu ve son albümünden 2 şarkıyı da konserin sonuna saklamıştı. Orkestra sahnelerin en iyi isimlerinden oluşturulmuş, şarkılar bu düzenlemelerle daha da uçmuştu. İrem sadece 2 saat sahnede kaldı kalmasına ama sahneye sığmayan yüzlerce şarkısı neredeyse her seyircinin ağzından birer istek olarak havaya döküldü 2 saat boyunca. Eminim bir 3-4 saat daha sahnede kalsaydı, aynı coşkuyla aynı seyirci sonuna kadar orada kalacaktı, belki de sabahlayacaktı.
Bir sanatçı için daha gurur verici ne olabilir? Sanki bir gün bile ayrı kalmamış bir seyirci-sanatçı ilişkisi, inanması zor, abarttığımı da düşünebilirsiniz. İlhan İrem'in sıkı bir fanatiği değildim ama Türk popu için hep çok değerli biri olduğunu düşünmüşümdür. Şimdi şu noktadan sonra sanırım fikirlerimi yeniden gözden geçirmem gerekecek. Değerli lafı az kalır. Allah her sanatçıya böyle muhteşem bir sanat hayatı, böyle vefakar bir seyirci nasip etsin. 18 yıldan bahsediyoruz, 18 yıl sahnelere çıkmayan bir adamı, çoğunluğu yaşı genç olan bir seyirci izliyor ve tüm şarkılarını ezbere söylüyor. Böyle bir vaka bu topraklarda kaç kere görülmüştür?
İlhan İrem, 3 büyük ildeki 3 konseriyle tam 18 yıllık hasreti sonlandırıyor. İstanbul'daki etkileyici manzaranın aynısı, Ekim ayındaki 2 konserle daha tekrarlanacak. Biri 7 Ekim'de İzmir'de, diğeri 14 Ekim'de Ankara'da. Belki gazeteler yazmayacak, belki televizyonlar göstermeyecek bile, kimbilir? Ama Türk popunun bu mucize olayına kulaklarınızla ve gözlerinizle şahit olmak sizin elinizde...
http://www.ilhaniremkonserleri.com
Olcay Tanberken
27 Eylül 2006 Çarşamba
Ceza: 'Yerli Plaka'
Sonra Ceza çıkageldi. Diğer hiphop ve rap'çiler gibi onun da şarkıları toplumsal konuları ve başkaldırışları içeriyordu. Ama o farklıydı. Dert edindiklerini düzgün ve anlaşılabilir cümleler içinde söylemesi onu belki de benzerlerinden ayıran en önemli özelliklerinden biri oldu. Nitekim kendisinin "bosphorus" adını verdiği tarzına ithafen bir şarkısında da "rap kültürümüz degil ama o zaman pop kimin ? rock kimin ? arabesk kimin ? cevap verin..." de diyebilecek kadar kişilikli bir söylemi de vardı. Kimi zaman Duman, Mor ve Ötesi ve Nefret gibi gruplara eşlik ederken gördük onu, kimi zaman da Candan Erçetin ve Burcu Güneş gibi pop müziğin çıtası yüksek isimlerinin şarkılarına olan katkılarında dinledik. İlk albümü "Med-Cezir" epeyce iyi bir başlangıç sayıldı Ceza için, keza "Rapstar" da onu iyi bir noktaya taşımıştı. Son albümü "Yerli Plaka" ise gerek kayıt kalitesi gerekse söz-müzikalite olarak iyi bir prodüksiyon olmasına karşın onu daha da yukarılara taşıyabilecek mi, işte bunu bekleyip göreceğiz.
Toplam 17 şarkıdan oluşan ve Ttech N9ne (ABD), Sammy Deluxe (Almanya), Killa Hakan, Sahtiyan, Yener, Alaturka Mavzer, Mihenk Taşı ve Emre'nin Ceza'ya eşlik ettiği albümde kuşkusuz en güzel şey "Gelsin Hayat Bildiği Gibi" şarkısında bu kez popüler müziğimizin dev ismi Sezen Aksu ile bir "featuring" durumunun söz konusu olması. Bir konserinde bu düetin hikayesini şöyle anlatmış Ceza: ‘Sezen Hanım’a, Gelsin Hayat Bildiği Gibi’ isimli şarkıda düet yapması için teklifi ben götürdüm. Oldukça duygusal ve rap tarzı bu şarkıya düet yapmayı kabul etti. Tabii ki buna çok sevindim. Şarkının sözleri benim ama nakaratlarını kendisi yazdı ve o bölümleri okuyacak. Teklif götürdüğümde beni 2002 yılında piyasaya çıkardığım ‘Med Cezir’ albümünden beri tanıdığını öğrendim’. Ceza'yla aynı yoldan giden Ayben'e de "Şaşkın Oğlan"da abisine eşlik ederken rastlıyoruz. Sezen Aksu düeti dışında bir diğer kişisel favorim ise "Sen oyna dilber". Yine bazı şarkılarında olduğu gibi popüler kültüre göndermeleri var bu şarkıda. İlk video klip ise albüme de adını veren "Yerli Plaka"ya çekilmiş.
Ceza şarkılarının sözleri müthiş, düşündürücü ve zekice yazılmış oluyor genelde. "Yerli Plaka"da da önceki şarkılarına oranla bu topraklardan çıkan sözler göze daha çok sokuluyor, bu yönüyle bir konsept albüm olması da çok olumlu. "Gece gündüz karışmaz","Önce Kendine Bak", "Hiza ve Nizam yok" diğer beğendiklerimden birkaçı. Bazı ağır hayranları bu albümü bir hayal kırıklığı olarak nitelendiriyorsa da, Ceza kendini tekrar etmediği ve diskografisine yeni birkaç kelamı bu konsept albümle katabildiği için alkışlanmayı hakediyor.
Olcay Tanberken
9 Eylül 2006 Cumartesi
Popta yeni nesil...
Yukarıda saydıklarımız elbette bir anda, ya da çok tesadüfi gerçekleşmedi. Bu isimlerin dışında çok sayıda artist ve grup geldi geçti, hala da varlar (Tabii bir o kadar sayıda da tarz denendi). Ama kalıcı olmak ya da kitlelere seslenmek başka bir şey işte. “Öyle bütün meydanları tek başına dolduracak, milyonlara seslenecek bir starımız yok” sözü, Tarkan dışında hala geçerliliğini koruyor sanki. Zaman zaman K.Doğulu-M.Sandal-S.Ortaç gibi diğer güçlü isimlerin kıskacında kalsa ve son albümüne dudak büküldüyse de yine de zirveyi kaptırmayacak gibi gözüküyor. Bayanlar liginde ise listenin tepesinde Sertab Erener’den başkasını görmüyorum, özellikle Eurovision başarısından sonra dinleyici kitlesinin yaş aralığı çok genişledi. Hande Yener ve Candan Erçetin’se ilk 3’ü paylaşan diğer isimler. Ancak tabii artık 2000’lerin ikinci yarısındayız ve yukarıda saydığımız tüm isimler de tıpkı kendilerinden öncekiler gibi yerlerini yavaş yavaş yeni ve genç isimlere bırakıyor. Korsan ve mp3'le dibe vuran albüm satışları yüzünden kapanmanın eşiğine gelen plak piyasası şimdi yeni formüller, yeni arayışlar içinde. Bu süreçte de şahlanıp öne çıkan isimler yok değil. Şimdi Nil Karaibrahimgil gibi reklamcı yönünü şarkılarına çok iyi adapte edebilen başarılarımız, Hepsi gibi R&B grubumuz bile var. Ve şu da bir gerçek, ne olursa olsun starlar her zaman bir yerlerden çıkar ve şarkıları, yorumları ve görünüşleriyle dikkat çekmeyi başarırlar. 2000’lerin kendi starını çıkarması için önünde 4 yılı daha var gerçi ama belli mi olur? Yakın zamanda bir Yalın ve Keremcem örneklerini çıkaran müzik dünyası şimdi de güçlü bir isimle, Murat Boz’la çalkalanacağının sinyallerini veriyor gibi. Kadınlarda ise açıkçası hem ses ve yorumu hem de fiziğiyle “işte bu” dedirtecek bir starımız olamadı gitti, bakalım önümüzdeki zaman ne gösterecek?…
2 yeni ses
Bugünlerde kafayı Paranoyak şarkısına taktım, dilime çabuk dolandı. Kimmiş bu kız aradım, buldum, albümle ilgili ilk izlenimlerim ortanın birazcık üstü. Yine de bu şarkısıyla Ebru Elver, iyi bir çıkış yapmışa benziyor.
Nez’in yeni albümündeki İngilizce şarkıları güzel olmasına güzeldi ama sayıca biraz fazlaydı. Tabii bunu söylediğimde henüz Eylem diye bir isimden ve albümünden haberim yoktu. Meğer radyolarda sıkça çalan Aman'ı söyleyen
oymuş. Albümdeki şarkılar da fena değil doğrusu, ancak bir nokta var ki o da yarısı İngilizce, diğer yarısındakilerin bir kısmında da İngilizce sözler geçiyor. Haydi Tarkan ve Sertab gibi yurtdışı hedefi olanları anlayabiliriz de, Türk pop piyasasına İngilizce şarkılarla merhaba demek de neyin nesi oluyor?
Olcay Tanberken
2 Eylül 2006 Cumartesi
Bu yaz ne dinledik?
Kuşkusuz yazın en büyük hitlerinden biri Kenan Doğulu’nun Çakkıdı’sıydı. Zaten çok kısa aralıklarla albüm yapmayan biri olduğu için, bu albüm de onu epey götüreceğe benziyor. Demet Akalın’ın Afedersin’i de (bazılarının eleştiri oklarına hedef olmaktan kaçamasa da) yine bu yazın en çok dinlenen ve sevilen şarkılarından biri oldu. Şimdi eğri oturup doğru konuşmakta fayda var, piyasanın manken-şarkıcı modellerinden kaç tanesi Demet Akalın kadar gelişme kaydetti? Doğrusu onların içinde işine bu kadar ciddiyetle yaklaşıp doğru şarkılara yatırım yapan çok fazla isim sayamayız. Yıllar sonra ilk kez yepyeni şarkılarıyla bir kez daha Türk pop müziğinin en güçlü isimlerinden biri olduğunu gösteren Ajda Pekkan da Vitrin’iyle yine bu yaz epey coşturdu. Hande Yener Aşkın Ateşi’yle, Serdar Ortaç da Sor ve Dansöz’le yazın en çok dinlenenleri arasına girerken Gülben Ergen’in Lay la lay lay’ı, Hepsi’nin Tempo’su, Murat Boz’un Aşkı Bulamam Ben’i, MFÖ’nün Sarı Laleler’i, Zeynep Dizdar’ın Yok yok’u ve Nil Karaibrahimgil’in Pırlanta’sı da yine bu yaz kulaklara yerleşen diğer şarkılar oldu.
Nazan Öncel 7’ bitirdin albümünü piyasaya sürmeden çok kısa bir süre önce rahatsızlanınca albümün çıkışı da biraz gecikti, ama onun da kışa girmeden piyasayı sallayacağına dair tahminler oldukça yüksek. Yeşim Salkım, Ferda Anıl Yarkın ve Rafet El Roman’ın da yeni albümleriyle ne kadar konuşulacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz…
Manga’dan +
Son yılların en dikkat çekici gruplarından biri olan Manga, yeni bir albüm yerine şimdilik dinleyicisine bir ‘ara sürpriz’ yapmayı tercih etmiş. “Manga +” adıyla ilk albümlerini yeniden piyasaya süren grup, Cem Karaca için yayınlanan saygı albümü “Mutlaka Yavrum” için kaydettikleri Cem Karaca klasiği “Raptiye Rap Rap” ile söz ve müziği grubun gitaristi Yağmur Sarıgül’e ait olan “Kandırma Kendini”yi albümün yeni baskısına eklemişler.
Canı sıkılan adam
Şu sıralara Turkcell reklamlarında duyduğumuz “Bir adam vardı canı sıkılan” şarkısının aslında bir Eurovision şarkısı olduğunu biliyor muydunuz? 1975’teki ilk Türkiye finalinde Esin Afşar’ın seslendirdiği bu şarkının sözleri “...bir kadın vardı canı sıkılan, buluştular bir gün, sıkılmamak için…” diye de devam ediyor üstelik! Şarkı zannediyorum sıfır (0) puan alarak ilk Türkiye finalinin sonuncusu olmuştu ama Esin Afşar'ın olağanüstü sanatçılığında ve sanatında da hoş bir anı olarak yer aldı. Afşar, 90’ların sonunda konuk olduğu bir tv programında bu şarkıdan bahsederken ilginç bir anısını da anlatmıştı. O dönemde yarışmadan sonraki gün zil zurna sarhoş bir hayranı yolda yürürken Esin Afşar'ın önünü keser ve bir nara atarak 'hiç canı sıkılan adam diye şarkı olur mu?' diye ondan hesap sorar. Doğrusu bu adama katılmamak elde değil ama ne diyelim, Eurovision bugün olduğu gibi dün de nasıl bir şarkının kazanacağını asla tahmin edemeyeceğiniz bir yarışma değil miydi zaten?
Olcay Tanberken
26 Ağustos 2006 Cumartesi
Cüneyt Çakım: 'Siyah'
Bu haftayı EMI’den 2 güzel haberle noktalayalım…
Türk Müziğinin Divaları
Türk Müziği’nin üç değerli kadın sanatçısı, kariyerleri açısından önem taşıyan, unutulmaz eserler içeren, bir döneme damgasını vuran albümleri ile yeniden gündeme geliyor. EMI grup şirketlerinden, geniş bir kataloğa sahip Harika Plak, bu değerli sanatçıları ve eserlerini gençlere tanıtmak, sevdirmek, unutturmamak amacıyla albümlerini yeniden yayımlayacak. Behiye Aksoy’un ‘Gözler - Ölmeyen Nağmeler’, Müzeyyen Senar’ın ‘Ölürsem Yazıktır’, Hamiyet Yüceses’in ‘Makber’ isimli albümleri Naim Dilmener’in önsözüyle ve güncel tasarımlarıyla eylülde tüm müzikmarketlerde!
Ve Hadise de albümlendi…
Başta ‘Stir Me Up’ olmak üzere şimdiye kadar çıkardığı tüm single’larıyla Belçika ve birçok Avrupa ülkesinde popüler olan Hadise’nin ilk albümü “Sweat” Türkiye’de de yayımlandı. 21 yaşındaki genç yıldız, bugüne dek Polonya ve Almanya’daki çeşitli toplama albümlerde yeralırken Türkiye’de de ciddi bir hayran kitlesi edindi. Şimdiye kadar yayımlanan tüm single’larının ‘Sweat’ albümünde yeralacağı Hadise’nin prodüktörlüğünü ise Yves Jongen üstlendi.
Olcay Tanberken
19 Ağustos 2006 Cumartesi
Hepsi, virajı döndü…
Bu memleket kızlardan kurulu bir grubu ilk kez Eurovision’la tanımış, “Cici Kızlar” çok uzun ömürlü olmayan müzik kariyerine rağmen kısa sürede bu ülkenin en çok sevilen gruplarından biri olabilmişti. İkinci adım “Spice Girls” fırtınasının estiği zamanlarda Yonca Evcimik’in girişimiyle “Çıtır Kızlar”la gelmiş, ama bu proje de uzun soluklu olamamıştı. Şimdi karşımızda 4’ü de konservatuar eğitimli sesten kurulu Hepsi var. Erkek starların kadın starlara oranla daha rağbet gördüğü bir piyasada ne kadar uzun ömürlü olabilecekleri konusunda ilk albümleriyle umut vermişlerdi, şimdi de bu umudu güçlendirmişe benziyorlar. Pepsi için Sezen Aksu’yla birlikte söyledikleri ‘Tempo’ bir süredir kulaklarımızda. Bu proje için söyledikleri ‘Kaç Yıl Geçti Aradan’ gibi, ‘Olmaz Böyle Şey’i de bu albümlerinde genç dinleyiciye ulaştırıyorlar. “Hepsi 2”nin ilk klip şarkısı ‘Kalpsizsin’ dışında, ‘Tik Tak’, ‘Aşk Sakızı’ ve ‘Dinlemem’ de albümün dikkat çekici şarkılarından bazıları. Pepsi için hazırlanan ‘Tempo’yu da albüme ekleselermiş daha sıkı bir albüm olabilirmiş ama bu haliyle de ilk albümün başarısını devam ettirecekler gibi gözüküyor.
Rumeli Hisarı’nda neler oluyor?
Bu yılki organizasyondan basına yansıyan aksaklıkları takip etmişsinizdir.Zerrin Özer’le başlayan sorunlar, Işın Karaca’nın ardından Nilüfer’in de konserini iptal etmesiyle devam etmişti. Son olarak Volkan Konak ve Demet Akalın da konserlerini iptal ettiğini açıklayınca yaşanan aksaklıklar nedeniyle marka güvenirliğinin zedeleneceğini düşünen ana sponsor Dagi yetkilileri de konserlerden desteğini çekme kararı aldı ve bu yılki Rumeli konserleri Gülben Ergen'le son bulmuş oldu. Öte yandan ise, Büyükşehir Belediyesi’nin Hisar’ın içindeki tarihi cami kalıntılarından hareketle buraya yeni bir cami yapma girişimleri konusundaki haberler de basında yer aldı. Cami nereye yapılacakmış biliyor musunuz? Hisar sahnesinin tam üzerine!
Olcay Tanberken
10 Ağustos 2006 Perşembe
%80’di, şimdi tam oldu…
Erol Köse’den sonra TMSF kapılarında dolaşan albüm sözleşmesini kurtarıp hızla “% 100” adını verdiği 2.albümünü tamamladı ve piyasaya sürdü. Her fırsatta ilk albümde kendisine yanlış bir imaj çizildiğinden bahsedip dert yanması boşuna değilmiş demek ki, öylesine içine işlemiş olacak ki yeni albümde oldukça masum ve sade albüm fotoğraflarıyla şaşırtıyor. “% 100”deki şarkılar doğrusu pek de hafife alınacak gibi değil. Hareketli parçalardan özellikle “Hey DJ” ve “Do you wanna touch me”ye bayıldım, kısa sürede birçok kulübün playistine gireceğine eminim. Slowlardan “Sabır” adlı parça da albümün en dikkat çeken şarkılarından biri. Bunların dışında Nez’den yerli-yabancı 2’şer de cover yoruma rastlıyoruz. Ajda’nın “Baksana Talihe”si isim değişikliğine uğrarken, Tanju Okan’dan dinlediğimiz “Koy Koy”da çok farklı bir versiyonla %100’de yeralıyor. Disko ve kulüplerin zamansız hitlerinden “Fame” ve “Sweet Dreams”de bu albümde son yılların Türkçe müzik trendine uyarak düzenlenmiş. Slow şarkılar Nez'in havasına pek uymamış gibi gözüküyorsa da yine de albüm bütünüyle bakıldığında hiç de fena olmamış, hatta dinleyiciye beklediğinin çok üzerinde bir memnuniyet verebiliyor.
Kolay değil elbette, ilk albümün üzerinden 4 yıl geçmiş. Piyasada kalıcı olmak için ‘Turkish Delight’ olmanın ancak bir yere kadar işi götürebileceği, bir noktadan sonra ise tıkanacağını Nez de anlamış olmalı ki bu kez başarılı şarkılar ve daha iyi bir yorumla karşımıza çıkmış. “%100” bu yazın en iyi albümlerinden biri. Bu arada söylemeden geçemeyeceğim, İngilizce’sine (ve evet ona yakışan Turkish Delight’lığına da) güvendiğimden Nez’in Eurovision için bu yılki kişisel tercihim olduğunu söyleyebilirim.
Olcay Tanberken
1 Ağustos 2006 Salı
Röportaj: Murat Boz
Geçtiğimiz yıl Hepsi kızlarından dinleyip sevdiğimiz “Yalan”daki erkek vokal, yıllardır başta Tarkan olmak üzere pop müziğimizde birçok sanatçıyla çalışan Murat Boz’a aitti. O şimdi ilk albümünün single çalışması “Aşkı Bulamam Ben”le ve bu yazın en çok dinlenilesi hitlerinden biri olmaya aday bu şarkısına çektiği seksi klibiyle konuşuluyor. Doğrusu Nil Karaibrahimgil bu farklı şarkıyla artık sıradanlaşan bildik kalıplardan çok uzakta, Türk pop müziğimizin öncü adımlarından birini daha atmışa benziyor. Murat Boz’un güçlü ve farklı vokaliyle de öne çıkan şarkı, sanatçının ilk albümünden itibaren çok konuşulacağının şimdiden habercisi gibi. Gelin bundan sonrasını onun ağzından dinleyelim.
- Müziğe nasıl karar verdin? Biyografine baktığımızda eğitimli biri olduğun açıkça görülüyor. Liselerarası müzik yarışmasında aldığın birincilikten sonra mı bu yönde ilerlemeyi düşündün?
Müziğe aslında ortaokul yıllarında ilgi duymaya başladım. 1995 yılında güzel sanatlar anadolu lisesi müzik bölümüne girdim ve 4 sene keman ve piyano eğitimi aldıktan sonra 1999 yılında Bilgi Üniversitesi jazz vocal bölümünü burslu kazandım. 2 sene burada eğitim aldım ve bu dönemde Tarkan’la da çalışmaya başladım. Yaklaşık 5 sene sürdü ve tabii bu dönemde birçok başka isimle de hem albümlerinde hem de konser performanslarında çalıştım; en son ve benim için en önemlisi tabii Shakira ile çalışmış olmamdı. Şu anda İTÜ Devlet Konservatuarı Temel Bilimler Bölümü 2.sınıf öğrencisiyim.
- İlk parçan ve single'ın "Aşkı Bulamam Ben"le listelere hızlı bir giriş yaptın. Uzun bir süre başta Tarkan olmak üzere birçok sanatçının gerisinde gördük seni, peki bu şarkı ile çıkmaya ve Nil Karaibrahimgil ile çalışmaya nasıl karar verdin?
Emel Müftüoğlu, Demet Sağıroğlu, Nilüfer, Hande Yener, Nil Karaibrahimgil, Burcu Güneş, Nazan Öncel, Zeynep Dizdar, Zeynep Mansur, Hepsi ve Grup Rapsodi ile çalıştım. Albüm içinde ilk çıkış olarak bu şarkıyı seçtik, başka da çok güzel parçalar yer alacak albümde ama Nil'in parçasını istedik çünkü en inandıgımız parça bu oldu. Sözleri çok iddialı, kolay akılda kalıyor ve herkesin söyleyemeyeceği türden çok modern bi parça o yüzden onu seçtik
- Single kavramına nasıl bakıyorsun? Bizde müzikseverler single'ları Avrupa'daki gibi önemsemiyorlar pek. Türkiye'de single yayınlamak sence de biraz riskli değil mi?
Doğrusu bu piyasa şartlarında no-name şarkıcılar için en mantıklısı bence single. Yakın gelecekte de artık bütün şarkıcılar için böyle olacağını düşünüyorum çünkü mp3 ve korsan patlamış vaziyette, bu nedenle ucuza single patlaması yaşanması muhtemeldir en kısa sürede, benim öngörüm ve yorumum bu şekilde...Ancak bizim single çıkarma nedenimiz esasen özellikle bu yıl piyasada bir albüm patlaması olmasıydı. Kenan Doğulu, Demet, Ajda Pekkan, Serdar Ortaç gibi iddialı isimler yeni albümlerini bu yaz başında çıkardılar. Albümümün anlaşılması açısından da yaz parçalarını bir single ile dinleyicilere sunup Ağustos sonu gibi de albümü çıkarmak en mantıklısı gibi geldi bize...
- Biraz da video klipten bahseder misin, kimlerle çalıştın? Hapsedilmiş kızların ortasında dansetmek fikri oldukça dikkat çekici:)
Klibin yönetmeni Süleyman Yüksel, aynı zamanda arkadaşımdır da... Bu fikir ondan çıktı, seksi bi klip olmasını istedi ve ortaya ufak bir striptiz şov çıktı:). Tabii masum bir şov bu, kemerler çıkıyor gömlekler uçuyor falan…Klip Maslak’ta Film Sokagı stüdyolarında çekildi. Yaklaşık 14 saat sürdü ve çok eğlenceliydi.
- Albüm hazırlıkları nasıl gidiyor, çıkış tarihi belli mi? Hangi isimlerle çalışıyorsun ve ne türde şarkılar yeralacak?
Albüm tarihini Ağustos ayı sonu Eylül başı gibi düşünüyoruz tabii net birşey yok henüz, malum her an herşey olabildigi için. Ama şu anda düşünülen tarihler bunlar ve albümde Ümit Sayın'ın iki bestesi var, ikisi de çok güzel şarkılar. Onun dışında Tufan Bayraktar’dan ve Serkan Dinçer’den parçalar var, bir de benim Ozan Çolakoğlu ile birlikte yaptığım bir parçam var.
TNN Müzik olarak Murat Boz’a Türk pop müziğine hoş geldin diyor, yüksek kariyerli bir müzik yaşamı diliyoruz.
OLCAY TANBERKEN
29 Temmuz 2006 Cumartesi
'MTV VJ Search' başladı!
Doritos sponsorluğunda bir yarışma başlatan MTV Türkiye, Eylül’den itibaren başlayacak yayınları için 2 VJ arıyor. Yalnızca internet üzerinden alınan başvurulara özgeçmiş ve fotoğraflar kabul edilecek ve finalistler site ziyaretçilerinin oyuna sunulacak. Katılmak için adres: http://www.tytz.com/
Dünya starlarıyla buluşmaya devam…
İspanya’yı, 1990'daki Eurovision Şarkı Yarışması’nda ‘Bandido’ isimli şarkıyla temsil eden ikiliyi hatırlarsınız. Azucar Moreno'dan bahsediyorum. Oldukça hit olan ve tüm Avrupa gibi ülkemizde de sevilen (ve hatta Aşkın Nur Yengi’nin de Türkçe coverladığı) Bandido’yla yarışmayı kazanamamışlardı ama yıllar içinde de epeyce ün yaptılar. İşte dünya starlarını fazlaca görmeye alıştığımız bu yaz, bu süper ikiliyi de 5 Ağustos akşamı Park Orman’da izleme şansına sahip olabileceğiz.
Musicon Bodrum Rock Fest başlıyor…
Son yıllarda yaz aylarını eğlenceli kılan Rock festivallerine bir yenisi ekleniyor. Bu yıl ilki düzenlenecek olan Musicon Rock Fest, Termera Resort Hotel Aspat Beach Club’ta 3 günlük alternatif çadır tatili imkanı sunarken bir yandan da Türk Rock severleri buluşturuyor. Redd, Pamela, Kargo, Nev, Replikas, Yakup ve Duman gibi isim ve gruplar da organizasyonda yeralanlardan sadece bazıları. Festival ile daha geniş bilgiyi www.musiconbodrum.com adresinden edinebilirsiniz.
Olcay Tanberken
27 Temmuz 2006 Perşembe
Nil Karaibrahimgil: 'Tektaşımı kendim aldım'
‘Bu mudur’, yine slogan olma yolunda yazılmış gibi gözükse de, bu kez bestesiyle sözlerinden bir adım daha öne çıkabiliyor. Keza ‘Bambaşka’ da öyle, Nil’in şarkı söyleme tarzına oldukça yakışmış. ‘Pırlanta’ ve Ayben düetli ‘Peri’ dışında geçtiğimiz sezon sinema salonlarını dolduran (ancak bence iyi görüntüler dışında içi boş bir senaryodan başka bir şey içermeyen) ‘Organize İşler’ filmini sevdiren şarkı da, bu albümün öne çıkmayı hakedenleri…
‘Neyin var bugün’, ‘Sarhoş’, ‘Siz’ ve ‘Parçalı Bulutlu’ gibi şarkılar konusunda ise pek emin olamadım, neden bu enerjik olduğu söylenen albümdeler ve ne anlatmak istiyorlar? Yalnız bunların içinde bir şarkının ise hakkını yememek lazım: ‘Kamikaze’, dinlerken de eşlik ederken de çok eğlendiğim bir parça.
Prodüktör yine Ozan Çolakoğlu, elbette bu albümde de düzenlemeleriyle şarkıları uçurmuş. Her zamanki gibi kartonet tasarımı da Nil’in reklamcı kimliğine yakışan nitelikte. Ama açıkçası Nil'in vokali hakkındaki fikrim bu albümde de değişmiyor.
Demir Demirkan’dan yeni single
Demir Demirkan, bir hayli sert olan ‘İstanbul 2004’ albümünden (ve elbette unutulmaz ‘Gelibolu’ soundtrack albümünden) itibaren sessiz sedasız ilerlemeye devam ediyor. ‘Zaferlerim’e yaptığı yeni versiyonun ardından ‘Hayat Nedir’ single’ını yayınlamıştı, şimdi ise son single’ı ‘Rüzgar’ ile konuşuluyor. Tabii bunları müzikmarketlerde bulmak henüz mümkün değil, çünkü yalnızca hitindir.com sitesinden satın alınabiliyor. ‘Hayat Nedir’i beğenmiştim ama ‘Rüzgar’la biraz daha öteye götürüyor Demir. Hem kendini, hem de dinleyenleri…
Olcay Tanberken
22 Temmuz 2006 Cumartesi
Fuat Saka: 'Bir sürgünün not defteri'
Albüm, Eurovision birincimiz Sertab ve Demir’in ‘Everyway that I can’ bestesinin esinlenildiği söylenen ‘Dazlak’ adlı şarkıyla açılıyor. Birebir bir benzeşme olduğu söylenemese de, her iki şarkı da o bildiğimiz anonim altyapı üzerine inşa edildiği için bu tür haberlerin çıkması çok normal, Fuat Saka da bu şarkıyı bu albümle yıllar sonra yeniden gün yüzüne çıkarmış. ‘Romanlara Saygı’, ‘Orient Express’ ve ‘Arabesk Raci’ ile yarattığı oynak havalar, ‘Karacaoğlan’, ‘Beyaz Ölüm’ ve ‘Sen’ ile başka duygulara dönüp sizi çok farklı alemlere götürebiliyor. ‘Sürgün’le (ve tabii albüm adıyla da) Türkiye’den ayrı kaldığı kendi yıllarına mı atıfta bulunmuş bilinmez, ama gerek enstrümental olarak gerekse sözleriyle Fuat Saka’nın gözünden kendi aynamıza tuttuğumuz bir tür özeleştiri bu albüm. Üstelik dinleyiciyi Karadeniz’den çıkarıp tümüyle evrensel bir noktaya taşıyabiliyor.
Onno Tunç Tribute
Ali Kocatepe gibi yaşayan değerlerimizin dışında, sırada pop müziğimizin seyrinde önemli bir katkısı olan yitirdiğimiz değerlere de tribute albüm projeleri var. Bunlardan biri de Onno Tunç şarkılarından oluşacak çok kapsamlı bir proje. Son konserinde Sertab bu projede “Sen Ağlama” ile yeralacağını belirtirken, projede yeralacak diğer isimler ise şimdilik merak konusu. Tabii Türkiye’nin en sevilen ses ve gruplarının bu çok özel proje için biraraya geleceği konusunda kâhin olmaya gerek yok!
Korsana Hayır!
Sanatçılar ve plak şirketleri mp3 siteleriyle haklı bir mücadele verirken, bu mücadelenin yanında olan siteler de yok değil. www.korsanahayir.org sitesi korsanla mücadele dışında müzik, kitap, sinema ve dvd tanıtım ve haberleriyle de dikkat çekiyor.
Olcay Tanberken
19 Temmuz 2006 Çarşamba
Her daim Süperstar
Yeni albümü Cool Kadın’la listelere fırtına gibi girmesiyle son günlerin en çok konuşulan isimlerinden biri olan Süperstar, albümdeki tüm şarkılarının yanısıra, geniş repertuarından epeyce sayıda şarkıyı potbori olarak birleştirdi ve seyircileri coşturmayı başardı. Orkestra konusunda ufak endişe ve eleştirilerim olsa da, Ajda her yönüyle bu açığı büyük ölçüde kapattı. Bir ara oryantal ve taverna moduna da dönen konser, Ajda’nın bis yaptığı Amazon’la son bulduğunda tüm seyirciler çoktan oturdukları sandalyeleri terketmiş ve sahnenin önünde Ajda’ya tezahürat yapıyordu. Süperstar’ın keyfinin yerinde olduğu gözlerindeki mutluluktan anlaşılıyordu. Ne diyelim, bu yaşta bu olağanüstü performansla, bugün ortada sanatçıyım diye gezen diğer takımı yüz kere cebinden çıkaran bu divayı tanrı başımızdan eksik etmesin…
"Battle of the Bands"
Bugün mail kutuma gelen bir mesaj, “Battle of the Bands 2006” adlı yarışmadan bahsediyor. Amatör müzik gruplarına müzik piyasasının kapılarını aralayan yarışma, bu sene Radyo Boğaziçi’nin geleneksel “13. Sınırsız Müzik Günleri” kapsamında 8. defa düzenleniyormuş. Tüm Türkiye’den basvuran amatör müzik gruplarının katılımlarıyla gerçekleşen yarışma meğer, bu geçen 8 yılda aralarında Dorian, Anima, Zardanadam, Gripin, Yeni Harman gibi günümüzde beğeniyle dinlenen ve sevilen, kendi dinleyici kitlesine ulaşmış pek çok ismi de müzik dünyamıza kazandırmış. Yarışmanın bu yılki katılımı ile ilgili ayrıntılı bilgi için ise Radyo Boğaziçi’nin web sitesi ziyaret edilebilir.
Olcay Tanberken
14 Temmuz 2006 Cuma
Cansu Koç: 'Yalnızlık Mevsimi'
Müzik dünyamızda hep özel bulduğum ses rengi ve yorum gücüyle takdir ettiğim biridir Cansu Koç. Onu ilk kez “45’lik” albümüyle keşfetmiştim. Tam da tarzını özetleyen ‘Sen Aslı’dan da Güzelsin’, ‘Çayır Çimen’, ‘Aşkımız Bitecek’ gibi şarkıları yeniden yorumlamış, ‘Katip Arzuhalim’ ve hatta ‘Sessiz Gemi’yle beni kendine hayran bırakmıştı. İlk albümü ‘Anadolu Yakası’ yayınlandığında ise yıl 1998’di, gerek bu albümde gerekse 2001 yılındaki ‘İsimsiz’ albümünde “söz-müzik:anonim” ağırlıklı anadolu türkülerini rock motifleriyle süsleyerek yorumladı. Aynı zamanda Ahmet Koç’un da kardeşi olan sanatçı, 4 yıl gibi uzun bir aradan sonra geçtiğimiz haftalarda Seyhan Müzik etiketiyle yayınlanan 4. albümü “Yalnızlık Mevsimi” ile yine kulaklarımızda.
Albüme adını veren “Yalnızlık Mevsimi”, folk-rock kategorisinde Cansu Koç’un sesine yakışmış ve kolay sevilebilecek türde bir şarkı. Fikret Kızılok’un “A leyli leyli”si ve “Feslikan”ı bu tarzın sevenlerine bırakarak gelelim albümde en beğendiklerime: “Gözlerimde Yağmur” gerek müzikalite açısından gerekse düzenlemeyle albümün merkezinde duran ve onu şahlandıran şarkı olarak hemen göze çarpıyor. Bu Yunanca beste, üzerine yazılan Hakkı Yalçın-Cansu Koç sözleriyle de oldukça güzel uyum sağlamış. “Taş Çiçeğim”in sözlerinde Sevingül Bahadır’a rastlarken, 2004 yılında ülkemizde gerçekleşen Eurovision Şarkı Yarışması’nda 2.olan ve ülkemizden de yüksek oy alan Sırbistan-Karadağ’ın ünlü şarkısı “Lane Moje”nin, Aşık Veysel’in “Aşk Olmasa” sözleriyle bu albümde yeraldığını görüyoruz (Bu güzelim şarkı yeni ve çarpıcı sözlerle albümün en büyük hiti olabilecekken nedense şimdi kaderine terkedilmiş gibi bir his var içimizde). Albümün kapanışı ise Zülfü Livaneli’nin “Gözlerin”i ile yapılıyor.
Belki kalitenin yerlerde süründüğü müzik raflarında kendine çok yer bulamayabilecek ya da satış listelerini altüst etmeyecek bu albüm ama listeler kimin umrunda? Cansu Koç, kendine özgü yorumuyla bir kez daha iyi bir albüme imza atmış. Bize de onu tebrik etmek düşer.
Olcay Tanberken
30 Haziran 2006 Cuma
Yeşilçam'dan nağmeler
Elbette başrol sadece oyuncular değildi her zaman. Aslında çoğu zaman bu filmleri bugünlere taşıyan şey, senaryoların yüreklere akmasını sağlayan ‘Türk Sineması şarkıları’ idi. İlk kez derli toplu olarak “Belkıs Özener – Sahibinin Sesinden Yeşilçam Şarkıları” albümünde biraraya getirilen Yeşilçam şarkıları, elbette bu kadarla sınırlı değildi. İşte Kalan Müzik, derin (ve elbette çok özverili) arşiv çalışmalarını yoğunlaştırmış ve bu albümü takiben 2 albüm birden yayınlamış geçenlerde. Albümlerden birinin adı “Aşkın Kanunu”, diğerinin de “Artık Sevmeyeceğim”. İçlerinde Behiye Aksoy, Handan Kara, Nermin Candan, Sevim Şengül, Gülderen Gül, Güzide Kasacı, Nesrin Sipahi, Nigar Uluerer, Gönül Yazar, Belkıs Özener, Sevim Deran, Şükran Ay, Emel Sayın, Ajda Pekkan ve şarkıları ilk kez bu albümlerle digital ortama taşınmış olan Semiramis Pekkan gibi her biri çok çok özel sesler var (Kadın şarkıcıların ağırlığına karşın, Suat Sayın, Öztürk Serengil, Esin Engin ve Berkant gibi erkek şarkıcılar az sayıda şarkılarıyla yeralıyor, bundan sonraki albümlerde Vedat Çetinkaya gibi isimlerle bunu dengeleyeceklerdir diye düşünüyorum).
Son yıllarda piyasaya sunulan nostalji albümlerinin içinde en başarılı bulduğum kapak ve kartonet tasarımıyla da benden 5 yıldız alan bu projede -başta yapımcısı Nilüfer Saltık olmak üzere- emeği geçen herkese kocaman teşekkürlerimi iletiyorum. “Buruk Acı”, “Senede Bir Gün”, “Ağlama Değmez Hayat”, “Reyhan”, “Sonbahar Rüzgarları”, “Seven Ne Yapmaz”, “Rüyalar Gerçek Olsa”, “Arım Balım Peteğim”, ve daha niceleri…Bu şarkıları arşivinizde tutmak ve aklınıza her estiğinde çalmak için daha iyi bir fırsat olabilir mi?
Olcay Tanberken